Sözler ve Alıntılar
Ancak Türk - Yunan Savaşı'nda kesin sonuçlar sağlayan savaş olarak ,Büyük Hücum ya da Büyük Taarruz denilen çarpışmaları görüyoruz ki ,bu savaş 26 Ağustos 1922'de başlamış ve Türkler, Yunan ordusunu birbiri ardı sıra çeşitli cephelerde, sayısız yenilgilere uğratmış, bu vuruşmalar, Yunanlılara 100.000 can kaybına mal olmuş, geri kalan kuvvetlerinin üçte biri ile askeri mühimmatların en büyük bölümü İzmir'e doğru kaçan kalıntılarını takip eden Türklerin eline geçmiş, 9 Eylül 1922'de İzmir kurtarılmıştır.
Sayfa 5 - atatürk araştırma merkezi, 1999Kitabı okudu
Ey Yunanlı nedir bu işler Nedir bu yenilgi, ne bu hal?
Uğradın kaç türlü belaya kapladı ordunu büyük melâl
Her yerde sardı seni azap, yaktı seni o parlak hilâl
Haliniz (vay babam, vay aman) Çöllerde azminiz payemal.
Halin söylüyor : Zulüm işledik zulmün kolu bulamaz mecal
Sayfa 129 - atatürk araştırma merkezi, 1999Kitabı okudu
1920 Nisanından önce, evvelce işaret ettiğimiz Sait Haydar delegasyonu geri döndü. Üzerinde uzlaşılmış anlaşmayı Faysal'a sundu. Ancak Kral Faysal, bu anlaşmayı onaylamaya yanaşmadı .Çünkü, bu anlaşmanın ruhu, ona göre Suriye'nin tam anlamı ile Türklere boyun eğmesi demekti.
Sayfa 42 - atatürk araştırma merkezi, 1999Kitabı okudu
Yine Acemi Paşa Türkiye'de ikameti boyunca, Musatafa Kemal'i Musul'a saldırıya geçmeye teşvikten geri kalmadı. Mustafa Kemal ise, her seferinde, eldeki kuvvetlerin bu işe yeterli olmadığını ileri sürerek, böyle bir maceraya yanaşmamıştır.
Sayfa 79 - atatürk araştırma merkezi, 1999Kitabı okudu
10 Ekim 1921'de bazı Kemalist subaylar Irak - Türkiye sınırı boyunca yerleşmiş olan Arap aşiretlerinin şeyhlerine, bulunduğu bölgelerin yönetimi amirliği yetkisini vererek, paraca da yardımda bulundular.
Sayfa 74 - atatük araştırma merkezi, 1999Kitabı okudu
Winston Churchill'e göre ; Türk vahşetine karşı, Yunanlılar Hristiyan uygarlığını temsil etmekte idiler.
Sayfa 30 - atatürk araştırma merkezi, 1999Kitabı okudu
Bunlardan ayrı bir de Kemalizmin İslam ve Arap toplulukları düzeyinde kazanmış olduğu sempati dalgası, sömürgecilerin hayati çıkarları için, sürekli bir tehdit kaynağı olmuştur.
Sayfa 21 - atatürk araştırma merkezi, 1999Kitabı okudu