Başka bir deyişle amaç doğa karşısında belirli türden bir vaziyet alışa bağlı olarak oluşturulan bir açıklamada bulunmaktır. Bu vaziyet alış, aslında ilerleyen zaman içerisinde giderek sistemli bir yapıya kavuşacak olan doğa felsefesinin gelişimine de uygunluk göstermektedir. Nitekim gökkuşağının oluşumu eski Çin kaynaklarında mistik bir gerekçeye dayandırılırken, Grek döneminde gözlemlerden elde edilen yansıma ve kırılma bilgilerine dayandırılmıştır. Sonuçta her iki uygarlıkta da gökkuşağının oluşumu doğru bir biçimde yapılamamış olsa da, gösterilen çabanın amacının doğa felsefesi sınırları içinde doğayı anlamak, anlamlandırmak ve açıklamak olduğu açıktır.
Sayfa 13 - TÜBİTAK yayınları