İsim ve Sıfat Tevhidinde Ehl-i Sünnet'in Muhaliflere Cevabı

Muhammed B. Salih El-Useymîn

About İsim ve Sıfat Tevhidinde Ehl-i Sünnet'in Muhaliflere Cevabı

İsim ve Sıfat Tevhidinde Ehl-i Sünnet'in Muhaliflere Cevabı subject, statistics, prices and more here.

About

This text has been automatically translated from Turkish. Show Original
Our aim: * Returning to the Almighty Quran and the authentic Sunnah. To understand the Quran and the Sunnah with the standards that the predecessors of this ummah (sahaba-tabiun-atbauttabin) understood, and to make the Quran and the Sunnah dominant in every field of life. The following verse of Allah Almighty guides us in this regard: "Whoever opposes the Messenger after the guidance has been conveyed to him, and whoever opposes the Messenger after the believers have been conveyed to him and turns to a path other than the path of the believers, leaves him on the path he has chosen. , we will throw it into hell. What an evil return it is." * To cleanse all kinds of companies that have entered the lives of Muslims. It is to warn Muslims from every human ideology and heresy that is evil, and to purify the Sunnah from all weak and false narrations that are deemed defective by reliable hadith scholars who know the essence of Islam. Because these slanders corrupt the pure Islam and always constitute an obstacle for Muslims.
Estimated Reading Time: 9 hrs. 19 min.Page Number: 329First Publication Date: April 2003Publisher: Guraba Yayınları
Country: TürkiyeLanguage: TürkçeFormat: Karton kapak
Türler:
Reklam

About the Author

Muhammed B. Salih El-Useymîn
Muhammed B. Salih El-UseymînYazar · 23 books
Ebû Abdillah Muhammed b. Sâlih b. Muhammed b. ‘Useymîn el-Mukbil el-Vuheybî et-Temîmî. İbn ‘Useymîn, 9 Mart 1929'da (hicri 27 Ramazan 1347), Kasîm bölgesi şehirlerinden biri olan ‘Uneyze şehrinde, dine olan bağlılıkları ve istikâmetleriyle bilinen bir âile yapısı içinde dünyaya geldi. Annesi tarafından dedesi olan Şeyh Abdurrahmân b. Süleymân Âl-i Dâmığ (Allah kendisine rahmet etsin) gibi bazı âile fertlerinden dersler aldı. Kur’ân-ı Kerîm kıraatini ve hıfzını Şeyh Abdurrahmân b. Süleymân’ın yanında tamamladı. Daha sonra ilim tahsiline yönelerek yazı yazma, hesap ve bazı edebî sanatları öğrendi. İbn ‘Useymîn’e üstün ve keskin bir zeka, yüksek bir enerji ve âlimlerin meclislerine hiç aksatmadan katılmasını sağlayan ilim tahsili düşkünlüğü bahşedilmişti. Meclislerine katıldığı âlimlerin başında büyük tefsir ve fıkıh âlimi Şeyh Abdurrahmân b. Nâsır es-Sa’dî gelmektedir. Şeyh es-Sa’dî öğrencilerinden ikisini küçük çocuklara ders vermeleri için görevlendirmişti. Bu iki öğrenci Şeyh Ali es-Sâlihî ve Şeyh Muhammed b. Abdülazîz el-Mutavva’ idi. O yıllarda bu küçük çocuklardan biri olan İbn ‘Useymîn, Şeyh Abdurrahmân es-Sa’dî’nin Muhtasaru’l-Akîdeti’l-Vâsıtıyye ve Minhâcu’s-Sâlikîn fi’l-Fıkh adlı iki kitabıyla nahiv ve sarfla ilgili Âcrûmiyye ve Elfiyye metinlerini bu iki öğrenciye okudu. Ayrıca Şeyh Abdurrahmân b. Ali b. Avdân’a ferâiz (miras hukuku) ve fıkıhla ilgili bazı metinleri okudu. İşte Şeyh İbn ‘Useymîn, ilim talebeleri arasında böyle yetişip gelişti. Okul yıllarında ilk hocası sayılan Şeyh Abdurrahmân b. Nâsır es-Sa’dî’nin derslerine devam ederek O’nda tevhid (akîde), tefsir, hadis, fıkıh, usûlü fıkıh, ferâiz, hadis usûlü, nahiv ve sarf okudu. 1952 yılında câmide dersler vermeye başladı. 1953 yılında ilmî enstitülerin açılması üzerine, ilim tahsili için gittiği Riyad’da bu enstitülerden birine birinci sınıfı sınavla geçmek suretiyle ikinci sınıftan itibaren kaydoldu. İlim tahsili için Riyad dışında başka bir şehre gitmedi. Riyad’daki günlerini, Şeyh Abdülazîz b. Bâz’dan aldığı derslerle değerlendirdi. Şeyh Abdülazîz b. Bâz’a Buhârî’nin Sahîh’iyle Şeyhu’l-İslâm İbn Teymiyye’nin bazı risaleleri ve bazı fıkıh kitaplarını okudu. Bu itibarla Şeyh Abdülazîz b. Bâz O’nun ikinci hocası sayılır. 2 sene sonra bu enstitüden mezun olan İbn ‘Useymîn ‘Uneyze’deki ‘Uneyze İlmi Enstitüsüne öğretmen olarak atandı. Bu sırada kaydolduğu Şerîat (Hukuk) Fakültesi’ndeki tahsiline dışarıdan devam etti. Kısa sürede bu fakülteden de mezun oldu. Fakülte yıllarında, hocası Şeyh Abdurrahmân Sa’dî’nin derslerine hiç aksatmadan devam etti. Hocası Abdurrahmân es-Sa’dî’nin hicri 1957 yılında ‘Uneyze’de 69 yaşına yaklaşmışken vefat etmesinden sonra bazı şeyhler, Şeyh Sa’dî’den boşalan büyük câmi imamlığı için onay aldılar. Ancak onlar bu göreve çok kısa bir süre devam ettiler. Onların hemen ardından Şeyh İbn ‘Useymîn bu göreve atandı. Bu görevle birlikte hocası Şeyh es-Sa’dî’den boşalan tedrîs vazifesini de üstlendi. Ayrıca bunlara ek olarak ‘Uneyze Ulusal Kütüphanesiyle ‘Uneyze İlmi Ensitisü’nde dersler vermeye devam etti. Daha sonra Muhammed b. Suûd İslâm Üniversitesi’nin Kasîm Şubesi Şerîat (Hukuk) ve Usûlü’d-Dîn fakültelerine öğretim görevlisi olarak atandı. Halen ilgili üniversitede öğretim görevlisi ve Akîde bölüm başkanı olan İbn ‘Useymîn ayrıca Suudi Arabistan büyük âlimler kurulunun da bir üyesidir. Bir ara kendisine Suudi Arabistan Genel Müftüsü Muhammed b. İbrâhim Âl-i’ş-Şeyh (Allah kendisine rahmet etsin) kadılık görevi teklif eti. Hatta bu konuda çok ısrar ederek O’nun Ahsâ şehrine, şer’î mahkemenin reisi olarak tayin kararını bile çıkardı. Ancak İbn ‘Useymîn, kendisinin bu görevden affını diledi. Büyük uğraşılar ve yapılan resmi yazışmalar sonunda kadılık görevinden muafiyeti kabul edildi. Bu olay, O’nun makam ve mevki sevdalısı biri olmadığını aksine bütün hayatını ilim ve ilim ehli öğrencilere adadığını gösteren en güzel örneklerden sadece bir tanesidir. Tek eşle evli ve 5’i erkek 3’ü kız olmak üzere toplam 8 çocuk babası olan İbn ‘Useymîn, İslâmî alandaki çalışmaları ve İslâmî ilimlerin ihyâsı hususunda gösterdiği üstün gayret ve çabaları nedeniyle 1994 yılında Uluslararası Kral Faysal ödülüne layık görülmüştür. İbn ‘Useymîn, 10 Ocak 2001 (hicri 15 Şevval 1421) Çarşamba günü akşam namazının ardından Cidde’de tedavi gördüğü Kral Faysal Hastanesinde vefat etmiştir. Uzun süredir kolon kanseri tedavisi gören İbn ‘Useymîn, ertesi gün yarım milyonu aşkın bir insan topluluğunun katılımıyla Ka’be’de kılınan cenaze namazı sonrası Mekke’de hocası Abdülazîz b. Bâz’ın yanına defnedilmiştir.