İskender'in Seferleri

Flavius Arrianos

İskender'in Seferleri Quotes

You can find İskender'in Seferleri quotes, İskender'in Seferleri book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Hintli Bilginlerin İskender'e Sözleri
İskender bunların (Hintli Bilginlerin) kimileri ile açık havada felsefe tartışmak üzere toplandıkları bir çayırda karşılaşır. İskender'i ve ordusunu görünce, bu saygıdeğer insanlar ayakları ile üzerinde durdukları toprağa vurmaktan başka bir şey yapmazlar. İskender çevirmenler aracılığıyla onlara bu eylemlerinin ne demek olduğunu sorar ve şu yanıtı alır: "Ey Kral İskender, her insan ancak üzerinde durduğumuz kadar toprağa iye olabilir. Dur durak bilmeyen biri olmanın dışında, sen de başkaları gibi bir insansın. Kendi başına ve başkalarının başına sorunlar açarak bu dünya üzerinde ülkenden uzaklarda dolanıp durursun. Ama çok geçmeden öleceksin ve o zaman sana bu topraktan yalnızca seni gömmeye yetecek kadarı kalacak."
Sayfa 200 - İdea YayıneviKitabı okudu
İskender'in Hindistan Seferi ve Ordusunun İsyanı
İskender, Ganj nehrini geçip seferine devam etmek istiyordu. Ancak 13 yıl boyunca durdurak bilmeden Hindistan'ın içlerine kadar gelen ordusu ve ardılları (diadokları) artık tükenmiş ve devam edemeyecek haldeydi. Adamlarında vuku bulan rahatsızlık ve umutsuzluk daha ileri gitmeden, subaylarını toplantıya çağırdı ve onlara 13 yıl süren sefer boyunca kazanımlarını, başarılarını ve devamında gelecek olan edinimlerini anlatan bir konuşma yaptı ancak konuşması bittikten sonra beklediği heyecan dolu bakışları ve haykırışların yerine derin bir sessizlikle karşılaştı. Arkadaşlarından kimse bir cevap vermeye cesaret edemedi. Onca yıldan sonra bunu yapacak cesareti kimse bulamadı. Yalnızca Polemokrates'in oğlu Koenos, İskender'den söz istedi ve o ordunun içinde bulunduğu vaziyeti tüm çıplaklığı ile söylemeye cesaret etti. Konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: "Efendim, eğer başarılı bir insanın başka her şeyin üstünde bilmesi gereken bir şey varsa, o da ne zaman duracağını bilmektir. hiç kuşkusuz, sizin gibi bir komutanla, bizim ordumuz gibi bir ordu ile, hiçbir düşmandan korkmak için hiçbir neden yoktur. Ama anımsayın ki, şans tahmin edilmeyecek bir şeydir, ve geti,rebileceğine karşı hiç kimsenin bir savunması yoktur."
İdea YayıneviKitabı okudu
Reklam
Sinoplu Diogenes'in İskender'e Hitaben Sözü
(İskender) Yarımada üzerinde bir Muhafız birliği ve piyade Yoldaşları ile birlikte bir yere doğru yürüyordu. Güneşte uzanan Diogenes ile karşılaşınca yanındakilerle birlikte durdu ve bir şeye gereksinimi olup olmadığını sordu. Diogenes, "Sağol", diye yanıt verdi, "ama sen ve arkadaşların biraz yana çekilip gölge etmeseniz iyi olur." diye yanıt verdi.
Sayfa 201 - İdea YayıneviKitabı okudu
You are masters of the gold of Lydia, the treasures of Persia, the wealth of India – yes, and of the sea beyond India, too. You are my captains, my generals, my governors of provinces.
Alexander laid a wreath on the tomb of Achilles, calling him a lucky man, in that he had Homer to proclaim his deeds and preserve his memory
Callisthenes intervened. ‘For my part,’ he said, ‘I hold Alexander fit for any mark of honour that a man may earn; but do not forget that there is a difference between honouring a man and worshipping a god.
Reklam
The Magi were a Median priestly class, taken over by the conquering Persians. Besides the duty of guarding Cyrus’ tomb, they were interpreters of dreams and when a Persian wished to sacrifice, he had to employ a Magus.
İskender'in Darius'a mektubu
And in future let any communication you wish to make with me be addressed to the King of all Asia. Do not write to me as to an equal. Everything you possess is now mine; so, if you should want anything, let me know in the proper terms, or I shall take steps to deal with you as a criminal.
I need not declare my name – though it is by no means unheard of in the world; I need not specify my country and family, or any official position I may have held. Rather let me say this: that this book is, and has been since my youth, more precious than country and kin and public advancement – indeed, for me it is these things.
And what, finally, of the two men in supreme command? You have Alexander, they – Darius!
20 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.