En Eski İslam Dini kitaplarını, en eski İslam Dini sözleri ve alıntılarını, en eski İslam Dini yazarlarını, en eski İslam Dini yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
(Bir zemân gelir ki, insan kazancının halaldan mı ,hâramdan mı olduğunu düşünmez) ve (Bir zemân gelir ki, İslâmiyyete yapışmak, elinde ateş tutmak gibi güç olur.)
İslâm Dînî'nin îtikad ibâdet ve ahlâk bahislerinin ve ayrıca dinler ve mezhebler hakkında da bir hülâsayı ihtiva eden bu eser, İmam ve Hatîb Kurslarında okunacak din dersleri müfredat programına da uygun görüldüğünden, Bakanlıkça, İmam ve Hatîb Kurslarına da tavsiye edilmiştir.
İslam DiniAhmet Hamdi Akseki · Yeni Akademi Yayınları · 201428 okunma
1) Havass-ı selime,
2) Haber-i sâdık,
3) ' Akıl.
İşte biz insanlar bu üç şeyden biri vâsıtasiyle bir şeyin varlığını, hakikati ni anlıyabiliriz. Bunlar vâsıtasiyle hâsıl olan bilgi, zarûri, kat i bir bilgidir. Ç ün kü, şek ve şüphe ihtimâli yoktur. Bunlarla hâsıl olan bilgi bedihiyyat ile hissi yat gibidir. Şimdi bunları îzâh edelim :
Hâvass-ı Selime : V arlığından şüphe olunmıyan sağlam hisler, duygu vâ sıtalarıdır ki, beştir : Bâsıra (görme), sâmia (işitme), zâika (tatma). Iâmise (dokun ma), şâmme (koklama) vâsıtaları.
) V Ü C Ü D : Var olmak demektir. Allahu Teâlâ vardır, gerçekten varlık sıfatiyle muttasıftır ve varlık kendisinden hiç aynlmıyan bir mevcuddur. Varlığı başkasından ve başkası vâsıtasiyle değil, zâtının muktezâsıdır. Vâcibdir. Vâci bü l-vücûd bir Allah olmasaydı, hiçbir şey olamazdı. Çünkü gördüğümüz şey lerin hepsi mümkündür. Varlığı kendisinden, kendi zâtının iktizâsından değildir. Gördüğümüz her şeyin ya hiç olmamalarını, veyâhut bir müddet sonra yok ol- malartnı pekâlâ düşünebiliriz. Çünkü olmamalarından hiçbir şey lâzım gelmez. Bunu bir az daha aydınlatalım: Gözümüzün önünde ucu bucağı belli olmıyan, sayıya ve hesâba gelmiyen bir cihân ve bunun içinde yaşayan sayısız canlılar vardır. Bunların en akili ısı ve en düşüncelisi de insandır. Bunda şüphe yoktur. Böyle iken biz küçük bir zerreyi bile yoktan var edemiyoruz. Hiç bir şeyin kendi kendine var olmadığını da görüp duruyoruz. Şu halde, bütün bu gördüklerimizi var eden, bunlar yok iken yaratan bir vâcibü’I-vücûdun bulunması lâzımdır. Vâcib ü’l-vücûd olmadıkça bu varlıklar var olamaz ve izâh edilemez. İşte bütün bu varlıkları yaratan ve kendi varlığı başka bir varlığa muhtaç olmıyan V âcibü’l- vücûd. A llahu Teâlâ Hazretleridir. Binâenaleyh Allah vardır; varlık O nun zâti sıfatlanndandır. Bunun içindir ki. varlığın zıddı olan yokluk, O nun hakkında mümtenîdir. ‘‘Vâcib” dedikten sonra yokluğu düşünülemez.
KIDEM : (Kadîm ve ezelî olmak) Allahu Teâlâ kadîmdir ve kadim olmak Onun sıfatıdır. Kıdem, varlığının ezelî olması, yâni bir başlangıcı bulunma mak, Onun yok olduğu bir an geçmiş olmamak demeklir. Görmekte olduğumuz her şeyin bir evveli, bir başlangıcı vardır. Çünkü, önce yok iken sonradan olmuştur. Fakat Allahu Teâlâ böyle değildir. Çünkü, Onun vücûdu vâcibdir, Kıdem ve ezeliyet vâcibin muktezâsıdır. Binâenaleyh, Ondan başkasına tapmanın şirk ola cağına imân etmek demektir. Zâtında, sıfatlarında, fiillerinde eşi ve ortağı bulunmamak da budur.