İbni Rüşd'ün Ölümünden Günümüze

İslam Felsefesi Tarihi Cilt 2

Henry Corbin

Oldest İslam Felsefesi Tarihi Cilt 2 Posts

You can find Oldest İslam Felsefesi Tarihi Cilt 2 books, oldest İslam Felsefesi Tarihi Cilt 2 quotes and quotes, oldest İslam Felsefesi Tarihi Cilt 2 authors, oldest İslam Felsefesi Tarihi Cilt 2 reviews and reviews on 1000Kitap.
lbni Arabi bu ifade edilemez olana Saf Nur adını verdiğinde veya onu Salt Varlık'a özdeş kıldığında bir kopukluk mu meydana gelmektedir? Bu veya diğer yorumdan kendisi ile ilgili olarak birçok yanlışın yapıldığı varlığın aşkın birliğinin (vahdet-i vücud) anlamı çıkar. Bu ilahi uçurum, bilinmek isteyen ve kendilerinde kendi bilgisinin nesnesi olmak için yaratıkları yaratan "gizli hazine"nin sırrını içinde barındırır. Bu ilahi varlığın kendini açığa vurması (revelation) bir üç dereceli ilahi tecelliler dizisi olarak gerçekleşir. Bu üç derecenin birincisi ancak ima yoluyla kendisinden bahsedilmesi mümkün olan ilahi Öz'ün kendi kendisine tecellisidir.
İbn Haldun hakkında Corbinin düşüncesi
Kutsal-Ruh'a özdeş kılınan faal akıl ile insan aklının birleşmesinden anladıkları ve yaşadıkları şeye tamamen yabancı göstermektedir. Onda Kutsal-Ruh fenomenolojisinin yerine bir sosyoloji geçmiş bulunmaktadır: Kutsal-Ruh'un aşkın hipostazı yerine sadece tarihsel insanlıkta içkin bulunan bir evrensel aklı tanıyan bir sosyoloji.
Reklam
Onun sisteminin temelinde, deyim yerindeyse, bütün hikmetlerde, irfanlarda (gnose) olduğu gibi bilinemez, hakkında bir şey söylenemez ve dile getirilemez saf bir Öz'ün sırrı yatmaktadır. Tanrısal tecelliler seli işte bu dipsiz uçurumdan çıkar ve ilahi Sıfatlar kuramı ondan doğar. ibni Arabi bu noktada Tanrı'ya herhangi bir sıfat izafe etmeyi yasaklayan negatif teolojinin (theologie apopathique) yasa ve sonuçlarını kararlı bir şekilde sürdüren lsmaili ve Oniki imam Şiiliğinin teosofileri ile derin bir uyum içindedir. Ismaili teosofinin varlığın ötesinde üst-varlık (super- etre) olarak varlığın kaynağı kavramını devam ettirmesine karşılık lbni Arabi bu ifade edilemez olana Saf Nur adını verdiğinde veya onu Salt Varlık'a özdeş kıldığında bir kopukluk mu meydana gelmektedir? Bu veya diğer yorumdan kendisi ile ilgili olarak birçok yanlışın yapıldığı varlığın aşkın birliğinin (vahdet-i vücud) anlamı çıkar.
Kısaca ibni Rüşd'ün ölümünden sonra manevi lslam'a gerçek ereğini gösteren ibni Arabi mi olmuştur, yoksa ibni Haldun mu? Günümüzün radikal bunalımının uzak nedeni tbni Haldun'un takip edilmemiş olması olayı mıdır? Yoksa tersine o çağdaş dünyevileştirmenin lbni Haldun'un programını gerçekleştirirken ibni Arabi'nin eskiden temsil ettiği ve halen bugün de temsiletmeye devam ettiği şeyin ortadan kalkmasına katkıda bulunmasından mı ileri gelmektedir? Her iki durumda da filozofun karşısına çıkan soru "tanrısal bilimler"in "insan bilimleri"ne indirgenmesinin insan kaderine cevap verip vermediği sorusudur. Burada söz konusu olan sadece İslam felsefesinin kaderi değildir, islam'ın bu dünyadaki misyonunun kendisi, onun on dört yüzyıl boyunca bu dünyada yüklendiği tanıklığın geçerliliğidir. tbni Haldun'un eserinin şüphesiz trajik olan büyüklüğü, bize bilincimizi bu sorulan sormaya sevketmesi olayında yatıyor görünmektedir.
Birinci İmam simya'nın "peygamberliğin kardeşi" olduğunu söylemiştir. "Çünkü simya bilgisi peygamberlerin sahip oldukları bilgiler arasındadır".
Sayfa 138Kitabı okudu
199 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 days
Kitabın 1nci cildi olduğu için
İslam Felsefesi Tarihi Cilt 1
İslam Felsefesi Tarihi Cilt 1
ile birlikte incelemek istedim. Öncelikle, birinci cildini Hüseyin Hatemi çevirmiştir. aslında çevirmemiş yorumlamış gibi geldi bana. İyi bir çevirmen okuyucunun çoğunluğunun aşina olmadığı bir noktayı dipnotla açıklığa kavuşturabilir, elbette çevirmenin notu olduğu belirtilerek. ama Hatemi böyle yapmamış, çevirisinde neredeyse orijinal metin kadar dipnotlu açıklamaları var. bir yandan da koruyucu bir baba gibi okuyucunun "yanlış kanaatlara" varmasını engellemeye çalışmış. İki cildin geneline bakmak gerekirse de, kitap Türkçe'de İslam Dünyasınnda Felsefeye ilişkin eserlerdeki eksikliği bir nebze giderme niteliğine sahip olsa da, daha ziyade İran'daki felsefe hareketlerine vurgu yapıyor. Fakat Corbin'in bir İranolog olduğu göz önünde tutulduğunda bu pek şaşılacak bir olgu değil.Araştırdığı kültürden etkilenmesi doğal olabilir, ancak esere bu kadar yansıtılması ne kadar doğru orası yoruma açıktır.
İslam Felsefesi Tarihi Cilt 2
İslam Felsefesi Tarihi Cilt 2Henry Corbin · İletişim Yayıncılık · 201730 okunma
Reklam