6 Cilt Takım

İslam Fıkhı Yeni Mülteka Tercümesi, Kelime Manalı

İbrahim Halebi

About İslam Fıkhı Yeni Mülteka Tercümesi, Kelime Manalı

İslam Fıkhı Yeni Mülteka Tercümesi, Kelime Manalı subject, statistics, prices and more here.

About

İslam Fıkhı Kelime Manalı Yeni Mülteka Tercümesi, İbrahim Halebi, Hüsameddin Vanlıoğlu, Arapça Türkçe 17x24 cm Ebat Büyük Boy Sert Kapak Ciltli, Şamua Kağıt, 6 Cilt Takım, Toplam 3289 Sayfa Bu eser, ehli sünnet islam fıkhı kitabıdır. kudurî, Muhtar, Kenz, Vikâye, Mecmâ ve Hidâye adlı fıkıh kitaplarındaki meselelerden toplanmış ve bu eserlerin içinden tercihe layık olanlar bir araya getirilmiştir. Asaf, kâvi ve muhtar olan meselelerde, "Fetva Bundadır" şeklinde cümlelerle kayıtlanmıştır. Mülteka El-Ebhur, fıkhî meselelerde sorularımıza cevap bulacağınız en güvenilir kaynak eserdir. 1. Ciltte "Taharetten" "Nikah" bahsine kadar kelime kelime mana; *Taharet *Namaz *Zekat *Oruç *Hac *Nikah 2. Ciltte "Talak" "Öşür" bahsine kadar kelime kelime mana; *Talak *Yeminler *Hadisler *Hırsızlık *Siyer *Öşür 3.Ciltte, "Vakıf" "Değişik Meseleler" bahsine kadar kelime kelime mana; *Vakıf *Alışveriş *Değişik Meseleler 4. Ciltte, "Şahitlik" "Ariye" bahsine kadar kelime kelime mana; *Şahitlik *Vekalet *Dava *Sulh *Emanet *Ariye 5. Ciltte, "Kiralama" "Şüf'a" bahsine kadar kelime kelime mana; *Kiralama *Mükâtebe *Gasb *Şüf'a 6. Ciltte, "İçecekler" "Faraiz" bahsine kadar kelime kelime mana; *İçecekler Kitabı *Feraiz
Türler:
Estimated Reading Time: 93 hrs. 11 min.Page Number: 3289Publisher: Yasin Yayınevi
ISBN: 9752870000057Country: TürkiyeLanguage: TürkçeFormat: Ciltli
Reklam

About the Author

İbrahim Halebi
İbrahim HalebiYazar · 7 books
On sekizinci asırda yetişen Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerinden. İsmi, İbrâhim bin Mustafa bin İbrâhim el-Halebî'dir. Künyesi, Ebü's-Safa; lakabı, Burhanüddîn'dir. Haleb'de doğdu. Doğum târihi kesin olarak bilinmemektedir. 1776 (H. 1190) senesinde İstanbul'da vefât etti. İbrâhim Halebî önceleri bir sanatla meşgulken bir rüyâ gördü. Rüyâsını Haleb'de bulunan Kâdiriyye büyüklerinden Şeyh Sâlih el-Mevâhibî'ye anlattı. Şeyh Sâlih de rüyâyı İbrâhim Halebî'nin ilim öğrenmesi gerektiği şeklinde tâbir etti. Bunun üzerineİbrâhim Halebî Kâhire'ye gidip yedi sene aklî ilimleri okudu. Yedi sene sonra Haleb'e döndükten sonra naklî (dînî) ilimleri öğrenmeye karar verdi. Şam yoluyla Hicaz'a gitmek üzere yola çıktı. Dımaşk'a (Şam'a) gidip, Ebü'l-Mevâhib bin Abdülbâki, İlyâs el-Kürdî, Muhammed Habbâl gibi âlimlerden naklî ilimleri öğrendi. Ayrıca tasavvuf yolunda Abdülganî Nablüsî hazretlerinden feyz aldı. Hicâz yolculuğuna devâm ederek, Mekke-i mükerremeye vardı. Orada da o beldenin büyük âlimlerinden ilim öğrendi. Daha sonra Kâhire'ye geldi. Hanefî mezhebi âlimlerinden Seyyid Ali ed-Darîr'in derslerine devâm ederek aklî ve naklî ilimleri tamamladı. Aynı zamanda ders verme husûsunda hocasına yardımcı oldu. Mısır'daki diğer âlimlerden de ilim öğrenip, icâzet (diploma) aldı. Zekâsının ve ifâdesinin kuvvetliliği, ilimdeki yüksekliği sebebiyle kısa zamanda Mısır'da tanındı. Şöhreti her tarafa yayıldı. İlim öğrenmek isteyenler akın akın derslerine geldiler. O sırada Mısır emirlerinden Yûsuf-ı Kethüdâ'nın imâmı oldu. Onun vefâtından sonra emir Osman-ı Kebîr'e bağlanarak, çok ikrâm ve hürmet gördü. Bâzı olaylar üzerine, Mısır tarafından vekil olarak İstanbul'a gönderildi. Burada Sadrâzam KocaRâgıb Paşa ile görüşmüş, sadrâzam bu zâtın ilim ve fazîletine hayran kalarak kendine hoca kabûl etmiş, yanında bulundurmuş ve ondan çok istifâde etmiştir. İstanbul'da kalıp, şeyhülislâmla ve diğer âlimlerle de görüşen İbrâhim Halebî, ilim öğretmeye burada da devam etti. Daha sonra Mısır kâdılığı ile taltif edilerek, Mısır'a gitmek üzere hazırlandı. Fakat bu sırada da ortaya çıkan bâzı mâniler sebebiyle İstanbul'da kaldı. Bir müddet kâdıasker Abdullah-ı Rûmî İrânî'nin yanında müfettiş olarak vazîfe yaptı. Bundan sonra yine ders vermeye devâm edip, daha sonra şeyhülislâmlık ve kâdıaskerlik makâmlarına gelecek zâtların da bulunduğu birçok âlime hocalık yaptı. Süleymâniye Medresesinde müderris olarak ders verdi. Sultan Selim veAyasofya Câmii medreselerinde de ders okuttu. Ömrünün sonuna doğru yaşı ilerlediği ve bünyesi zayıfladığı hâlde gece gündüz kitap mütâlaa edip, eser yazdı. 1776 (H. 1190) senesinde İstanbul'da vefât etti. Eyyûb Sultan hazretlerinin türbesi civârında defnedildi.