İslam İktisatında Helal Kazancın İlkeleri

Muhammed bin Hasan eş-Şeybanî

İslam İktisatında Helal Kazancın İlkeleri Hakkında

İslam İktisatında Helal Kazancın İlkeleri konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
0/10
0 Kişi
8
Okunma
Beğeni
197
Görüntülenme

Hakkında

İslâm çalışıp kazanmayı mubah kılmış; insan, hayvan, otlar ve genel bir şekilde yaşama yollarındaki menfaatten dolayı çalışıp kazanarak rızık elde etmeyi de emretmiştir. Şahıs veya topluluk menfaatine dayanan bununla birlikte başkasına zarar veren yöntemlerle gelen kazancı İslâm harâm kılmıştır. İslâm, üretimde hızlı çalışma araçlarını tasvip etmez. Çalışmayı toplumsal ve insânî bir vazife olarak görür. Onun hedefi sağlam toplumun isteklerini gerçekleştirmektir. Bu kitap helal kazancın ilkelerini tüm detaylarıyla gözler önüne sermektedir.
Tahmini Okuma Süresi: 7 sa. 42 dk.Sayfa Sayısı: 272Basım Tarihi: 2022Yayınevi: Takdim Yayınları
ISBN: 9786257251136Ülke: TürkiyeDil: Türkçe
Reklam

Yazar Hakkında

Muhammed bin Hasan eş-Şeybanî
Muhammed bin Hasan eş-ŞeybanîYazar · 1 kitap
Muhammed bin Hasan eş-Şeybanî (749 - 805), Hanefi mezhebinin Ebu Hanife'den sonraki en ünlü iki bilgininden birisidir. Ebu Yusuf ile beraber Hanefi mezbenin esaslarının kayda geçirilmesinde büyük emeği geçmiştir. Mevaliden olan fakih Şam'da doğmuş o zamanların bilim merkezi olan Kufe'ye yerleşmiştir. Küçük yaşlardan itibaren Ebu Hanife'nin ders halkasına katılmıştır. 767'de hocası öldüğünde on sekiz yaşında olan İmam Muhammed'in eğitimini Ebu Yusuf tamamlandı. Zamanın ünlü ilim merkezlerine yolculuklar yaptı. Medine'de Malik Bin Enes'[1]'ten üç yıl süreyle ilim tahsil etti. Kufe'ye döndüğünde eğitimini tamamlamış bulunuyordu. Derslerini pek çok öğrenci takip etmeye başladı. Öğrencilerinden Esed bin Furat Kuzey Afrikalıydı ve eğitiminden sonra Hanefi mezhebinin bu kıtada yayılmasına büyük hizmetler yapmıştır. İmam Şafii dahi ondan etkilenmiştir. Yaşadığı dönem Abbasi hanedanının hüküm sürdüğü döneme denk gelir. Hocası gibi siyasi otoriteye boyun eğmemiş mücadelesini daha çok fikri alanda yapmayı tercih etmiştir. Harun Reşid'in kadılık görevini reddetmesi üzerine iki ay hapis yatmış, daha sonra bu görevi kabul ederek Rakka kadılığına atanmıştır. Yahya bin Abdullah'ın Abbasi isyanına karşı halifeye menfi yönde tavır almış ve dönemin siyasi otoritesi tarafından göz hapsine alınmıştır. Görevinden azledildi ve Bağdat'ta ikamet etmeye başladı. İleride otoriteyle arası düzelmiş fakat Abbasiler onu ülkenin en uzak bölgesi olan Horasan'a kadı olarak atadı. Bu görevi esnasında Rey şehrinde vefat etti. Ölümünden sonra ona en büyük sıkıntıları yaşatan halife Harun Reşid 'Bugün Arapça ve fıkıh defnedildi' deme cüretini gösterebilmiştir. Hanefi mezhebinde genelde hocası Ebu Hanife'nin yolunu izlemekle birlikte bu mezhebin olaylara bakışında yeni bir çığır açtığı da göz ardı edilmemelidir. Hatta bazı İslam alimleri onun Hanefiyye'den ayrı bir müçtehit olduğu kanısındadırlar. İmam Yusufla beraber ikisine 'imameyn' denilir ve ittifak ettikleri görüşler mezhebin neredeyse tartışmasız görüşü gibi kabul edilir. Irak ve Horasan ekollerinin her ikisine de hakim olduğu için bu iki ekol arasında bir dengeleyici görüşleri vardır.