İslâm’da kişinin yaptığı şeylerden sorumlu tutulması, akıllı olmasına bağlandığı için emir ve yasakların muhatabı, akıl sahibi kişiler olmaktadır. Bununla birlikte kişi, fiziki gelişimi için gerekli olan evreleri sağlıklı bir şekilde tamamlayabildiği halde, akli olgunluğa erişebilmeyi sağlayan aşamaları kat etmemiş olabilir. Akli gelişimin kemale ermesi için gerekli olan safhalar, muhtelif sebeplerden dolayı aşılamadığında, kişinin fiil ehliyeti olumsuz yönde etkilenmekte ve dolayısıyla kişinin mükellefiyetine halel getirebilecek değişik düzeylerde bazı akıl hastalıkları gözlenebilmektedir. Bu açıdan bakıldığında akıl hastalarının hukuk düzeninde söz konusu edilen “kişilik” kavramının kapsamına girip girmediği, hak ve borçlara ehil olup olmayacağı konusu, aydınlığa kavuşturulması gereken bir husus olarak karşımıza çıkmaktadır. İşte bu çalışmanın amacı, akıl hastalığının ne olduğunu izah etmek, kişi’yi tarif edip akıl hastasını İslâm kişi hukuku açısından ele alıp nihayetinde ibadetler, hukukî ve cezaî işlemler açısından değerlendirmektedir.
