İslam Metafiziğinde Tanrı ve İnsan

Ekrem Demirli

İslam Metafiziğinde Tanrı ve İnsan Posts

You can find İslam Metafiziğinde Tanrı ve İnsan books, İslam Metafiziğinde Tanrı ve İnsan quotes and quotes, İslam Metafiziğinde Tanrı ve İnsan authors, İslam Metafiziğinde Tanrı ve İnsan reviews and reviews on 1000Kitap.
Hareketin kaynağı olan özlem birbiriyle bağlantılı iki şekilde açıklanabilir; Birincisi, bir şeyin kendi aslına duyduğu özlemdir. Her şey aslına dönmek ister. Buradan sufiler vatan, asli vatan [vatan-ı asli] ve vatanı sevmek gibi kavramlar geliştirerek in sanın aslına dönme arzusu üzerinde dururlar. İbnü’l-Arabî “vatan sevgisi imandandır" anlamında bir hadise atıf yapar. Bu hadis gerçekte insanda Tanrı inancıyla birlikte bütün insani değerlerin fıtrî olarak bulunmasıyla aynı bağlamda yorumlanabilecek bir anlam taşır. Öte yandan vatan-ı asli her şeyin kendi kemaline dönme arzusudur ki, bu düşünce Ibnü’l-Arabideki esas kavrama bizi ulaştırır. Her şey gerçekte kendi kemâline aşıkur ve her şey kendi kemâline ulaşmak üzere hareket eder. Bu durum kadın ve erkek için ayrı yorumlanmahdır. Erkek kendisinden kopmuş ve ayrılmış parçayla bütünleşerek asıl hakkındaki bilgisini tamamlar ve bilgisini kemâle erdirmek ister. Kadın ise aslı olan erkeğe dönme arzusuyla Tanrı hakkındaki bilgisini tamamlamak ister. Bu sayede her biri kendi kemâline aşıktır ve birbirleri vasıta sıyla varmak istedikleri yer kendi kemâlleridir.
Sufiler insanı anlatmak için ibnü'l-vakt, yani "vaktin oğlu" demişlerdi. Önemli bir düşünceyi içeren bu ifadenin, çağımızda geçmişten ve gelecekten soyutlanarak yaşadığı anda hapis kalmış ve bu anın dışındaki her şeyi önemsiz sayan insanı anlatacağını hiç düşünmemişlerdi herhalde. Çağdaş insanı anlatan en iyi ifadelerden biri, onu insanlık ailesinden kopartarak, belirli bir zaman dilimine hapseden bu "yaşanan ana ve şimdiye" hapsedilmişlik ve kuşatılmışlık olabilirdi. Bu durum tarih anlayışının ve düşüncenin etkisizleştigi ülkemizde daha açık gözlenir. Çağdaş insanın en büyük ihtiyacı, kendini insanlık ailesinin ferdi sayabileceği bir zaman ve tarih bilincidir. Bu sayede insan büyük bir birikimin katkısıyla kendini tanıma sürecini çözebilir ve "insan olma" ortak paydasının zamanı, mekânı ve kültürü aşan dinamik yönünü tecrübe ederek, sözgelimi İbnü'l-Arabî, Feridüddin Attâr veya Mevlânâ'yla çağdaş olur.
Sayfa 7 - KABALCI YAYINEVİ ☪ 1.BASKI - KASIM 2009
Reklam
... insanın anlara böldüğü zaman gerçekte Allah'ın bir ismi olan ed-Dehr isminin tecellisidir. Bu durumda, insanın böldüğü anların kaynağı olan ve onu var eden "ed-Dehr Allah'tır" demek ile bütün var olanlara varlık veren "Varlık Allah'tır" demek aynı şeydir. Bu durumda vahdet-i vücûd anlayışı varlık, zaman veya mekân gibi zihin tarafından bölünen ve parçalara ayrılan şeyleri Hakka bağlamayı amaçlar.
Sayfa 34 - Kabalcı
... Tanrı kemâle ermek için değil, mükemmelliğinin taşmasıyla âlemi yaratmıştır. Öte yandan zâtın kemâli âleme muhtaç olmamaktır, fakat niteliklerin kemâli ortaya çıkmak ve görünmekle "tamamlanır." Bu ise âlemi meydana getiren hareketin ilahi niteliklerin kemâllerine ulaşmasıyla sonuçlanacağı anlamına gelir.
Sayfa 24 - Kabalcı
"Sufiler ahlâk bahsinde kuvve ve fiil ayrımından hareketle bir tekamül ve yetkinleşme fikrini kabul etmiştir. İnsan sahip olduğu yetenekleri fiile dönüştürmekle kemâle ve olgunluğa ulaşabilir."
Sayfa 215 - Kabalcı Yayınevi/ Ekim-2012Kitabı okudu
Reklam
Rahman isminin gereğiyle rahmet bütün varlığa yayılır ve her şeyi kapsar. Sufiler “Rahmetim her şeyi kapsamıştır” anlamındaki Ayet'i böyle yorumlamışlardır. Tanrı'nın rahmeti, kötülük veya azap dahil olmak üzere her şeyi kaplamıştır. Bunun açıklaması, var olan her şeyin rahmetle veya rahmete izafe edilen nefesle var olmasıdır. Nefes bir şeye varlık vermekle kalmaz, Rahman' dan çıktığı için ona rahmeti ve iyiliği de taşır. IbnuI Arabi'nin “sirayet edici rahmet” dediği durum budur.
Sayfa 206 - Kabalcı Yayınevi/ Ekim-2012Kitabı okudu
Sufiler zikrin aşamalarından söz etmişlerdir;
"Bu aşamaların ilki insanın diliyle zikretmesidir. Dille zikretmek diğer aşamalara geçmek için bir araçtır, Ardından zikir kalbe indirilir. Bu durumda kalp zikredileni düşünür, sürekli onunla birlikte olur."
Sayfa 151 - Kabalcı Yayınevi/ Ekim-2012Kitabı okudu
"Bilginin eylemden önce gelmesi gerekirken sufiler tersini söyler."
Sayfa 148 - Kabalcı Yayınevi/ Ekim-2012Kitabı okudu
151 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.