İslam Nazarında Akıl ve Felsefe

Osman Nuri Topbaş
Bizleri yoktan var eden, varlıklar içerisinde eşref-i mahlû­kât olan insanlardan kılan ve başta İslâm, îman ve Kur’ân olmak üzere, saymaya güç yetiremeyeceğimiz müstesnâ nîmetler lûtfeden Rabbimiz’e sonsuz hamd ü senâlar olsun! İnsanlığı îmansızlık ve cehâlet karanlıkların­dan kurtarıp ebedî saâdete eriştirmeye vesîle olan bütün peygamberân-ı izâm hazarâtına, bilhas­sa Kâinâtın Fahr-i Ebedîsi, Âhirzaman Nebîsi Haz­ret-i Muhammed Mustafâ r Efendimiz’e ve O’nun âl ve ashâbına sonsuz salât ü selâm olsun! Cenâb-ı Hak, insanı, kendi kudret ve azametinin delillerinden biri olarak en güzel şekilde yaratmıştır. Ona dünyanın bir imtihan âlemi olduğu ha­kî­katini kavrayıp ebedî saâdete erebilmesi için; akıl, kalp, iz’an ve vicdan gibi birtakım üstün melekeler lûtfetmiştir. Bu melekelerin, hakîkati bütünüyle ve lâyıkıyla idrâk etmekte “lâzım” fakat “kifâyetsiz” olduğu hikmetine binâen de, insanoğluna peygamberler ve kitaplar göndererek bu lûtuflarını kemâle erdirmiştir. Üstelik rahmetinin sonsuzluğu sebebiyle, hiçbir insanın bu lûtuftan mahrum kalmaması için, peygamber göndermeyi ilk insanla başlatmıştır. Ayrıca Cenâb-ı Hak, ilâhî emir ve yasaklarını, sosyal hayatı ilgilendiren amelî hükümler itibâriyle, insanlığın asırlar içerisinde kaydettiği ilerlemeye pa­ra­lel bir muhtevâda; buna mukâbil, îman ve îtikad esas­larını ise dâimâ aynı muhtevâda tebliğ buyurmuştur. Bütün bu ilâhî tebliğler içinde nihâyet insanlığın dünya durdukça ortaya çıkabilecek her türlü ih­ti­yacını karşılayabilecek bir muhtevâ ile Kur’ân-ı Kerîm’i göndererek bu lûtfuna bir hâtime çekmiştir. Bu lûtuf, Cenâb-ı Hakk’ın kullarına olan merhametinin kıyâmete kadar devam edecek olan, mûcizevî bir tezâhürüdür. Allah Teâlâ, bilcümle varlıklar içinde sadece cin­leri ve insanları, kimin hayır kimin de şer işleyece­ği­nin zâhir olması maksadıyla, ilâhî bir imtihana tâbî olmak üzere yaratmıştır. Bu sebeple onları hem hayra hem de şerre elverişli özelliklerle teçhiz buyurmuştur. Bütün mahlûkâtını, bu iki sınıf varlığın ilâhî ha­­kî­­kat­lere nâil olarak, bunun îcâbı olan ibadetleri ge­rçekleştirmesi maksadına hizmet edecek keyfiyette ya­ratmıştır. Demek oluyor ki kâinâtın varlık sebebi; ins ü cin idrâki seviyesinde, Rabbin varlık, birlik ve ulûhiyeti hakkında kâmil bir îmâna ulaşabilmek ve O’nu ibadetlerle tekrîm etmektir. Bu maksadın gerçekleşmesi için de ins ü cinne âit meziyetlerin, peygamberlerin tebligâtıyla takviye edilerek kemâle ulaştırılmasının şart olduğu, bu ilâhî yardımla sâbittir. Nasıl ki göz, görebilmek için ışığa muhtaçsa; akıl ve kalp de tefekkürde derinleşerek ilâhî hakîkatlere vâsıl olabilmek için, “Kur’ân” ve onun hayata tatbiki demek olan “Sünnet”in nûruyla aydınlanmaya muhtaçtır.
Yazar:
Osman Nuri Topbaş
Osman Nuri Topbaş
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 38 dk.Sayfa Sayısı: 128Basım Tarihi: 2014Yayınevi: Erkam Yayınları
ISBN: 9789944835954Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
128 syf.
·
Puan vermedi
·
37 günde okudu
Akıl ve Felsefe
Kitap, felsefe'nin zayıflıklarını anlatarak ilerliyor. Hakiki hikmetin Kuran'ın hikmeti olduğunu, aklın kifayetsiz olduğunu ve tek ölçü alınmaması gerektiğini anlatıyor. Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin eserlerinden alıntılarla başlayan kitap, kısaca: Asıl hidayet, hicabın kaldırılmasıyla hakkı hak batılı batıl göstermektir vecizesinin üstüne temellenmiş. İmam Gazali'nin Aristo ve takipçilerinin 3'ü küfrü mucib olan 20 meselede ehl-i sünnet inancıyla ayrı düştüklerini izah ettiği Tehafet-ül Felasife adlı eserinden bahsettiği kısım oldukça ilgi çekici. Kitabın sonunda ilahiyat fakültelerindeki felsefe yanlışına da değiniyor. Buna göre, fakültelerde siyer-i nebi dersleri Resulullah'ın siretini de hakkıyla anlatıp öğretmekle birlikte diğer nebilerin hayatlarına da değinmeli. Zira Resulullah'ın Kur'an tefsiri mahiyetindeki sünneti ve dahi yaşamı tam idrak edilmezse, tefsir kelam gibi diğer İslamî ilimler de tam anlaşılmaz diyor yazar. Kitabın başında ve sonunda Bediüzzaman hazretlerinden alıntılar vermiş yazar. Bunun için 17. Lema- Notalar adlı eserden kısımların okunmasını da burada sizlere tavsiye ederim, tamamlayıcı niteliktedir. İlahiyat fakültesi öğrencileri birer Gazzali değildir diyor yazar, ki çok haklı. Hak, hakkıyla öğrenilip kabul edildikten sonra batıl idrak edilir diyor kısaca. Felsefe'nin mahiyeti ve nazariyesi konusunda öz bilgiler vermekle birlikte sonunda tasavvuf yolunun nasıl bir deva sunduğunu anlatmakla misyonunu tamamlıyor. Kemmiyeti küçük ancak keyfiyet cihetiyle muazzam bir eser. Ezberlense mahzuru olmaz, öyle mühim olduğu kanaatindeyim.
İslam Nazarında Akıl ve Felsefe
İslam Nazarında Akıl ve FelsefeOsman Nuri Topbaş · Erkam Yayınları · 2014232 okunma
Reklam
128 syf.
10/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Osman Hocanın dili o kadar tatlı ki adeta kalbe ve zihne huzur ve yumuşaklık vesilesi oluyor. Verdiği örnekler , alıntılar tam yerinde , konuyu daha anlaşılır kılıyor. Mutlaka en az bir kitabı okunmalı.
İslam Nazarında Akıl ve Felsefe
İslam Nazarında Akıl ve FelsefeOsman Nuri Topbaş · Erkam Yayınları · 2014232 okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Kabımız Kadar
İslam sığ bir sezgi dini midir? Değil ise akılcılığa nasıl bakar? Felsefenin kendi içinde çelişkileri nelerdir? Felsefenin bahsettiği gibi akıl gerçekten sağlam bir dayanak mıdır? Yoksa zaafları bulunan çürük bir tahta mıdır? Eser, felsefenin çoğunluğa göre anlaşılmaz bulunan dilinin aksine, bu soruları oldukça sade ve ikna edici bir dille yanıtlar. Felsefeye ilgi duymayan biri dahi rahatlıkla okuyabilecek, felsefenin temellerini İslami bakışla kolayca kavrayabilecektir. İçeriğe dair birkaç kelam: Felsefe gerçekçiliğe ve akla dayalıdır. Akıl ise sınırlı bir idrak kudretine sahiptir. Aklın bu sınırından dolayı İslam; dayanak olarak tek başına aklı yetersiz bulur, aklın yanında nakle (Kur'an ve Sünnet'e) de ihtiyaç bulunduğunu ifade eder. Bu bakımdan şüphesizdir ki İslam, felsefenin dar açılı kısır dünyasını da kapsayan geniş bir ufka sahiptir. Ve eserin özetleyicisi olarak gördüğüm bir hadis-i şerifi de dikkatlerinize sunuyorum: "Allah'ın ilmi yanında senin, benim ve bütün mahlukâtın ilmi, şu kuşun denizden aldığı su kadardır." (Buhari, Tefsir 18/2-4) Öyleyse ey akıl sahipleri, bizim okyanustan alacağımız su da ancak kabımız kadar olacaktır!
İslam Nazarında Akıl ve Felsefe
İslam Nazarında Akıl ve FelsefeOsman Nuri Topbaş · Erkam Yayınları · 2014232 okunma
Reklam
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.