Dillerinizin -bu helaldir, şu haramdır-diye yalan olarak vasıflandırdığı şeyi söylemeyin.
Ki, Allah'a iftira etmiş olursunuz.
Şüphe yok ki, Allah'a yalan uyduranlar asla kurtulamazlar. (Nahl,116)
"De ki: Eğer biliyorsanız (söyleyin bakalım),
bu dünyada bulunanlar kime aittir?"
"Allah'a aittir" diyecekler. "Öyleyse siz, hiç düşünüp taşınmazmısınız?" de.
"Yedi kat göklerin Rabbi, azametli arş'ın
Rabbi kimdir?' diye sor "(Bunlar da) Allahındır' diyecekler.
Şu halde siz Allah'tan korkmaz mısınız?"de. "Eğer biliyorsanız (söyleyin),her şeyin melekûtu(mülkiyeti ve yönetimi) kendisinin elinde olan, herşeyi koruyup kollayan, fakat, kendisi korunmayan (buna muhtaç olmayan) kimdir?" diye sor.
"Bunların hepsi Allah'ındır" diyecekler.
'Öyleyse nasıl olup da büyüklenirsiniz' de."(Mü'minun, 84-89)
O, kendisinin Allah olduğunu ileri sürmedi; onun bütün isteği, halk üzerindeki otoritesinin mutlak olması ve bu otoriteye ortak koşulmamasıydı. Bir hükümdar olarak
yönetimine meydan okunmamalıydı. Bu savı, hükmetme kudretini elinde tuttuğu gerçeği üzerinde kurulmuştu. O halkının yaşamı üzerinde ve mülkî meselelerde her istediğini yapabilirdi, herhangi bir kimseyi ölüme mahkum etmek veya affetmek gibi konularda mutlak bir otoriteye sahipti. Bütün bunların
üzerine Hz. İbrahim (a.s.)'dan da kendine itaat etmesini, yönetici olarak kendini tanımasını, kendisine hizmet etmesini ve her emrine uymasını istedi. Fakat, İbrahim (a.s.) Allah'tan başka hiç kimseye itaat ve hizmet etmiyeceğini söylediği zaman Nemrut neye uğradığını şaşırdı. Hırsla sarsıldı, kendine ve yönetimine isyan eden bu şahsı nasıl kontrol altına alabileceğini bilemedi.
Hiç kimse kendi hakimiyeti adına kanun yapmaya hak kazanmamıştır.Bu hak sadece Allah'a aittir.İnsanlar fert ve cemaat olarak bütün uluhiyet ve yasama haklarından,diğer insanlar üzerine hakimiyet kurma girişimlerin-
den vazgeçmelidirler. Hiçbir ferdin ve grubun kendince yasa yapma ve emir verme hakkına sahip olmasına izin verilmemelidir.
İman edenlere Allah (cc.) tarafından ihsan edilen halifelik umumi vekilliktir, sınırlı bir şey değildir. Herhangi bir aile,sınıf ve ırk lehine özel bir yeri yoktur.
''Her müslüman kendi kapasitesince Allah'ın (с.с.) yeryüzündeki bir halifesidir."
"İlah"; mabud yani tapılan şey manasına gelmektedir.Köle ve hizmetkâr manasına gelen "abd' da bukelimeden türemiştir.
İnsanla Allah (c.c.) arasındaki olağan bağlantıysa 'tapan' ve 'tapılan "dır.
İnsan yalnızca Allah'a (c.c.) ibadet etmeli ve O'nun abd'ı olarak yaşamalıdır.