Kadın meselesi üzerine hiç düşünülmedi, çünkü bu, bir mesele değil çözülmüş bir sorun olarak görülüyor. Kadının söz hakkı yok ya da yalnızca siyasi anlamda tehlike oluşturmayacak meselelerde var.
Allah’ın mukayese edilemeyeceği doktrini, dilbilimsel bakış açısıyla bile olsa ( “O”)* temsil edilmesini reddetmektedir. “O” sözcüğü büyük harfle yazılır, çünkü Allah’ın yanlış bir şekilde Allah Baba olarak, erkek olarak gösterilmesi cinsiyetler arası hiyerarşiyi pekiştirir ve dinde baskıcılığı artınr.
Kuran’da Havva’nın ne ikinci olarak yaratıldığından ne ilk günahtan sorumlu olduğundan ne de diğer monoteist dini geleneklerde olduğu gibi baştan çıkarıcı bir sureti olduğundan bahsedilir. İnsanoğlunun ilk iki temsilcisinin cennetten kovulmasından ikisi de sorumludur ve bu suç daha sonra Yaradan tarafından bağışlanmıştır.
Burada esas mesele, bu yeniden okumanın kadın bakış açısıyla gerçekleştirilmesidir - ki tek bir yorumun, yani erkeklerin yorumunun hâkim olduğu tüm İslâm ürünlerinde eksik olan da budur.
Din, her türlü farklılığı bastırmak, alternatif bakış açısı sunanların veya kadın haklarını korumaya veya yüceltmeye çalışanların adını lekelemek, halkı onlara karşı kışkırtmak için kullanılmaktadır.
Bir kadının bir erkeğe, “libidondan bahsedip duruyorsun, belki benim de bir libidom vardır.” demesi mümkün değildi, bir daha kimse o kadının yüzüne bakmazdı.