Yazar batının bağrından çıkıp sonra Müslüman olmuş bir yazar dolayısıyla da onun gözünden bakmak daha farklı bakış açıları kazandırıyor. Tabi bu kitabı okuduktan sonra kendinize bile batının gözüyle baktığınızı fark edip silkeleniyorsunuz. Doğu Batı ayrımının bile Batı ya göre yapılıp şekillendirildiğini düşünürsek kesinlikle bu kitap bazı bilinçli bakışlar için önemliydi. Fakat kitapta çok dikkatimi çeken bir noktada yazarın Osmanlı'ya neredeyse hiç değinmeyişi, bu konu da beni epey düşündüren bir konu oldu.
eğer insan, bizzat kendisi hariç her şeyi değiştireceğini iddia ediyorsa, onun yaptığı her devrim başarısızlıkla sonuçlanacaktır: “Gerçek şu ki, insanlar kendi iç dünyalarını değiştirmeden Allah onların durumunu değiştirmez”, (ra’d,13/11)
İslâm ilminin tarihte neler ortaya koyduğuna bakmakla yetinmeyip de asıl onun ruhunu kavrayabilsek, o anlayış, şu an maruz kaldığımız “bilimcilik”ten yakamızı kurtarmamıza da yardım edebilir.