Yıllarca süren bir sürgünün hikayesi. Hikaye kendisini “Yetmiş yıllık öngörüye, yetmiş yıllık anıları eklerseniz, hepsi toplam yüz kırk yıl yapıyor” cümlesiyle izah eder gibidir. Şöyle ki; Israel Potter, Bağımsızlık Savaşı gazisidir. Ancak beklenmedik bir sürgün onu Fransa ve İngiltere arasında sıkıştırır. Bu sıkışma 50 yıllık bir koşuşturmayı da beraberinde getirir. Süre bu kadar uzun olunca hikaye de haliyle bol oluyor.
Potter, tutsak tutulduğu yerlerden defalarca kaçmayı başarır. Ancak her defasında kaçmanın bir yolunu bulur. Kimi zaman bostan korkuluğunu taklit eder, kimi zaman deli kimliğine bürünür. Ancak hikaye öyle bir işlenir ki okuyucu bir süre sonra Melville’yi değil de Cervantes’i okuyor sanır. Bu kadar uzun süren bir koşuşturma başka bir şekilde anlaşılmaya müsade etmez çünkü.
Eserin içeriği sürgün olunca hep bir acı ve drama aranacağı için, beklentileri karşılamayabilir. Zihinde kalın.