İşraki Felsefeye Misal Aleminden Bakmak

Fatma Turğay

İşraki Felsefeye Misal Aleminden Bakmak Sözleri ve Alıntıları

İşraki Felsefeye Misal Aleminden Bakmak sözleri ve alıntılarını, İşraki Felsefeye Misal Aleminden Bakmak kitap alıntılarını, İşraki Felsefeye Misal Aleminden Bakmak en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Güneş, cismânî âlemi hem aydınlatır hem de unsurların meczini tamamlar; üç unsurun, yani toprak, su ve havanın oluşumunda etkili olur. İnsânî nefsin, sûretlerin ve arazların feyezânı için gereken çeşitli yetenekleri (isti‘dâd) oluşturur. Cismânî âlemi aydınlatır ve ısıtır; harikulade (‘acîbe) nûrları, olağan dışı (garîbe) ışıklarıyla oluşu (kevn) tamamlar. Bunların yanı sıra o, diğer yıldızlardan büyüklük (mikdâr) ve yakınlık bakımından değil, şiddeti yönüyle üstündür. Çünkü onlar toplamlarıyla güneşten büyük olsalar da gündüzü yapan odur. Tüm bu nedenlerle, işrâkî gelenekte (fî sünneti’l-işrâk) ona saygı, bir gerekliliktir (vâcib). 314
Nûr, zâtı gereği, kabûle istidadı olan her şeyi aydınlatır (işrâk). 125 İşrâkının gücü ve cömertliğiyle Nûru’l-Envâr, her alma istidadında olana kendini gösterir (mütecellin) ve feyzeder (feyyâz). 126 Güneşin görenden bağımsız varlığı, ışığının sâbit ve sürekli olması gibi, bu feyiz/işrâk da kesintisiz biçimde devam eder.
Reklam
Şehrezûrî, Şerhu Hikmeti’l-işrâk’te, insanlardaki huyların övülmüş ya da yerilmiş olmasına, güçlü ya da zayıf olmasına göre çeşitli terkiplerde ahlakî yapıların olduğunu ve buna uygun olarak sayısını bilemeyeceğimiz oranda hayvan türleri bulunduğunu belirtir. Ona göre, örneğin köpeklerin bazısı bazısından daha şerli ya da av köpeği gibi, faydalı olabilir ya da bazısının azabı bazısından fazla olabilir. Kişinin ahlakındaki yerilmiş ve övülmüş huylarına göre hayvanlardan da buna uygun olana taalluk eder. 173 İnsanın bedenden kaynaklanan ve onu kendi âleminden uzaklaştıran her bir huya karşılık gelebilecek çeşitli hayvan türlerinden örnekler veren Şehrezûrî, her bir huyun temizlenmesi için o huya karşılık gelen hayvanın en büyüğünden başlayarak en küçüğüne inmesiyle kendisindeki bu baskın kötü karakterin tamamen izâle edilebileceğini ve beden bağlarının yok edilebileceğini belirtir.
İnsan nefsi ile bedeni arasındaki ilişki, felekler ile nefisleri arasında da benzer biçimdeyse, insandaki mütehayyile gücü misâl âlemine; hatırlama gücü ise levh-i mahfûza, yani anı âlemine işaret eder ya da diğer bir deyişle, mütehayyile misâl âlemine, hatırlama levh-i mahfûza bağlıdır denebilir.
İnsan, hayvanların ve bitkilerin tüm güçlerini kendinde toplayan bir varlıktır. Ancak kişi nefsini ve bedenini varlıkta nasılsa o haliyle bilir ve tanırsa, tüm mevcûdâtı ilmiyle ihata edebilme yeteneğine sahip olur. 3Bu nedenle, insanın yetkinlik yolculuğunda kendi sınırlarını, yeteneklerini ve engellerini bilmesi; kendini bilmesi (marifet-i nefs), 4 âlemin kendindeki işaret ve alâmetlerini bilmesidir. 5
Nûr, varlıkta tanımlanmaya ihtiyaç duymayan (müstağnî) tek şeydir. Sühreverdî’ye göre nûrun tanımının yapılamaması, onun apaçık ve belirgin (zâhir) 7 oluşundan kaynaklanmaktadır. Bu durum, kendisi her şeyden daha belirgin olan bir şeyin başka bir şey ile açıklanmasının ya da kendisinden önce kavranmasının da mümkün olmadığını gösterir. Bir şey, her şeyden daha apaçık/zâhir ise onu tanıtacak ve onu apaçık kılacak başka bir şey olmayacaktır. Dolayısıyla tüm gerçekliğin temeli olan nûr, apaçık ve kendinden anlaşılır bir şeydir. 8
Reklam
21 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.