İstanbul Kitaplığı - 5

İstanbul - Lale İle Sümbül

Selim İleri

İstanbul - Lale İle Sümbül Posts

You can find İstanbul - Lale İle Sümbül books, İstanbul - Lale İle Sümbül quotes and quotes, İstanbul - Lale İle Sümbül authors, İstanbul - Lale İle Sümbül reviews and reviews on 1000Kitap.
253 syf.
·
Not rated
Bu hafta hep İstanbul okuyayım istedim. Malum mevsim sonbahar, okumanın mevsimi... Usulca içe dönüşün... Doğa bizden yüz çevirirken, yüzümüzü kendimize çevirmenin mevsimi...İstanbul'un herhangi bir sokağından kendime doğru yürümek istedim. İstanbul'u okumadan İstanbul'u yaşamak mümkün değil. Kitapta şu cümleyi görür görmez hemen not aldım. "Yetiştiğim yıllarda, İstanbul, hemen hep Yahya Kemalin şiirleriyle birlikte anılır, birlikte yaşanırdı." Valide-i Âtik, Cihangîr, Kocamustâpaşa... İlk defa Yahya Kemalden duyup sevdiğim semtler. Üsküdar'ın ışıklarıyla Yahya Kemal dost kıldı bizi. Boğaziçini Mümtaz ve Nuran'la gezdim. Beşir Ayvazoğlu ile Beyazıt'ı adımladım. Ahmet Rasimle ramazanda turladım İstanbulu. Samiha Ayverdi'den İstanbul masalları dinledim.. Selim İleri okumalarına hayran olduğum yazarlardan. İstanbul ile ne kadar okumuşsa o kadar not almış. İstanbul ile ilgili okumak, İstanbulu okumanın, İstanbul ile konuşmanın sadece bir kısmı. Bu kitapta İstanbul okumaları ve hatıralarını birleştirmiş yazar. Bir çok kalemin İstanbul ile alakalı yazdıklarını bir güzel toplamış. İstanbulu okumak.... İstanbul'u dağılmış satırlarından, denize dik inen sokaklardan, selatin camilerden, ihtiyar şadırvanlardan, lodoslardan, gün batımlarından, yeditepeden, servilerden, mezar taşlarından, türbelerden, şehre hayat vermiş şair ve yazarlardan okumak... Çok zamanınız yoksa Selim İleri'nin İstanbul serisini tavsiye edeceğim.
İstanbul - Lale İle Sümbül
İstanbul - Lale İle SümbülSelim İleri · Everest Yayınları · 201319 okunma
Reklam
Basen burada öyle akşamlar olur ki, İstanbul'u sarhoş edene çanaktan o da gizlice yudum yudum içip sızar. Bazen burada öyle sabahlar olur ki, sanki şehrin üstünde meçhul alemlerden inen bir örtü vardır ve kim bu örtüye bürünecek olsa, o meçhul âleme doğru yükselecekmiş gibi olur. (Samiha Ayverdi, Salacak hakkında söylüyor.)
Ne miydi yaşamak? Edip Cansever'den bir dizeymiş meğer: "Olsa olsa ateşini yakıyordun yalnızlığın."
"Gün inceliyor iyice, akşam yaklaşıyor. Baudelaire'in dizesindeki gibi:Akşam olsa diyordun, işte oldu akşam..."
Reklam
Geçmişin gölgesinde...
"Geçmiş; bir daha geri gelmeyecek o günlere, o saatlere özlemim dinmez. Güneş yine alev alevdir, gökyüzü masmavi, deniz pırıl pırıl..."
"Vapur saatine az kalmıştı; iskeledeki kahvede oturmadık. Adalar'dan dönüşler zaten hep telâşlıdır. Adalar'dan birinde yaşasam, mevsimler yaşasam, avarelikler yaşasam..."
Ziya Osman Saba hüzünle söyler: "Bir başka güneş altında okuduğum kitaplar! Sizler şimdi; böyle arkalarına isimler yazılmış ciltler içinde bir rafta sıralanmakta, ölülerin ayrı ayrı kutulara konup, hücrelerine yerleştirilmiş küllerine benzemiyor musunuz? Geçmiş, bir daha gelmeyecek zamanların külleri değil misiniz?" Galiba yaşadıklarımız da...
"Hazin bir sonbahar güneşi, bu sisli ve mor dağlara başka bir güzellik, durgun ve mavi denize fersiz bir parıltı verdiği zaman, içim unutulmaz bir hatıranın acısıyla sızlar."
Sayfa 115Kitabı okudu
19 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.