İstanbul: Müstesna Şehrin İstisna Hali
Kolektifİstanbul: Müstesna Şehrin İstisna Hali Posts
You can find İstanbul: Müstesna Şehrin İstisna Hali books, İstanbul: Müstesna Şehrin İstisna Hali quotes and quotes, İstanbul: Müstesna Şehrin İstisna Hali authors, İstanbul: Müstesna Şehrin İstisna Hali reviews and reviews on 1000Kitap.
2.2 İnşaat Sektöründe İki Büyüme Dönemi
.. Birinci büyüme döneminde gündeme getirilen imar afları eliyle kentsel dönüşüm yaklaşımı, içeriği itibariyle gelişmiş ülkelerin 1970lerde uygulayıp, 1980lerin başından itibaren terk ettikleri, “kentsel yenileme” ya da “kentsel iyileştirme” projelerine hakim olan anlayış ile benzeşmektedir. Her iki örnekte de asıl amaç, daha fazla yatırım ve sermaye çekmek için kentleri parlatmak ya da ilgili bölgedeki ekonomik, fiziksel ve toplumsal koşulları uzun vadeli olarak iyileştirmek değil, kent içerisindeki belirli bölgelerin fiziksel olarak yenilenmesini sağlamaktır. Türkiye’deki uygulamanın özgün bir tarafı ise, fiziksel yenilenme sürecinde ortaya çıkacak rantın, küçük üreticiler ve gecekondularda yaşayan yoksul ve dar gelirli kentli nufusa rasında pay edilmesine izin verilmesidir. Bu iznin ise raslantısal olarak değil bilinçli bir politik tercih olarak verildiğini düşünmek daha doğrudur.
Sayfa 63 - Sel
Gözleri felakete dikmenin bir çekiciliği vardır. Ne ki böylece bir suç ortaklığı da söz konusu olur. Haksızlıkta payı olan herkesin sosyal vicdan azabı ve dolayısıyla yaşanmış yaşama karşı duyulan nefret öylesine güçlüdür ki, kritik durumlarda ikisi de insanın çıkarlarına içkin intikam olarak doğrudan ters düşerler... Zenginlerin her kuruşu için inatla mücadele ettikleri halde, gerekirse hiç karşı koymadan tüm mal varlıklarından vazgeçmek ya da bu mal varlıklarını sorumsuzca kumara yatırmak gibi eğilimleri vardır. Faşizm koşullarında zenginler egemen olma hırsı ile kendinden nefretin sentezine ulaşırlar ve yersiz korkularına daima 'Bunun olacağını biliyordum' tavrı eşlik eder.
-Aydınlanmanın Diyalektiği-
İstanbul sahipsiz bir şehir. Her müdahale etme şansı bulanın hangi parçasını koparsam gözüyle baktığı, kaynaklarını ve güzelliğini sınırsız ve bitmez sanarak hoyratça harcadığı, kendi çarpık tarih ve estetik anlayışını dayattığı sahipsiz bir şehir.