İstanbul'un 100 Divanesi

Nurullah Koltaş

İstanbul'un 100 Divanesi Gönderileri

İstanbul'un 100 Divanesi kitaplarını, İstanbul'un 100 Divanesi sözleri ve alıntılarını, İstanbul'un 100 Divanesi yazarlarını, İstanbul'un 100 Divanesi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
153 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Her şehrin ve muhitin kendine has yüzleri, camileri, çarşıları, eşrafı vardır. Bu kişiler ve yerler şehrin tamamı tarafından bilinir ve kıymetlerine göre değer görürler. Örneğin, Konya’nın merhum meşhur poşetçi dedesi bunlardan biridir. Her tarafını sardığı poşetlerle Konya sokaklarında dolanır dururdu. İstanbul, bu bakımdan en zengin şehrimizdir. Fethinden günümüze İstanbul, çok sayıda kendine has kişilere ve mekânlara sahip olmuştur. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Anonim Şirketi tarafından hazırlanan “İstanbul’un Yüzleri” serisi, İstanbul’un hemen her yönünü tanıtmaya çalışan önemli bir kültürel çalışmadır. Bu seride yer alan ve Nurullah Koltaş tarafından hazırlanan “İstanbul’un 100 Divanesi”, 1400’lü yıllardan günümüze, İstanbul’da meşhur olmuş divanelerin 100’ünü anlatan önemli bir eserdir. Günümüzde divane kelimesi bir kişiyi olumsuzlama amacıyla kullanılmasına rağmen, geçmişte, İlahi aşk ile yanma sonucunda normalin dışında davranışlar sergileyen kişiler için kullanılmıştır. Bu kişilere tarih boyunca hem halk tarafından hem de padişah başta olmak üzere yöneticiler tarafından saygı gösterilmiş, onların abartılı sözlerine ve davranışlarına karşı dahi tepki gösterilmemiştir. Günümüzde, şehirleşme ile birlikte edebi istirahatgâhlarında bile rahat verilmese de milli bilincin ve kültürün oluşmasında bu kişilerin değeri çok fazladır. Bu sebeple bu eser, son derece önemli bir kültürel çalışma olup tüm şehirlerimizde yapılması gereken, geçmiş ile olan irtibatımızı sağlamlaştırmaya muktedir önemli bir çalışmadır. Emeği geçenlere çok teşekkür ediyorum.
İstanbul'un 100 Divanesi
İstanbul'un 100 DivanesiNurullah Koltaş · Kültür A.Ş - Arşiv · 20164 okunma
Doğani El-Hac Mustafa Baba
Her gece teheccüd namazından sonra yaklaşık bir minare boyu yükseklikte bir seddin üzerinde pirdaşlarıyla denize karşı zikrederler.
Sayfa 62
Reklam
- “Ey dost, Şahımız Şah Ali’dir, kurban olsun Şah Hüseyin’e canım, başım top eyleyüp geldi bela meydanına, Kerbela Meydanı’dır meydanımız,”
Sayfa 53 - Güleşciler Tekkesi şeyhi Pehlivan Ali
- “Bize kafir oku işlemez, bizi kafirin kılıcı kesmez.” Deniz Abdal
Sayfa 24
Horoz Mehmed Dede
Dede’ye verilen Horoz lakabı, Fetih sırasında her saat başı horoz gibi çırpınarak “Kalkın ey gafiller” (kûm yâ gâfilûn) diye nida edip gazaya katılan Müslümanları uyandırmasından gelmektedir.
Sayfa 23