- Ölümün eşiğinden döndüğünü söylemiştin bana.
- Evet.
- Nasıl bir ölümdü bu?
- Geleceği olmayan. Doğrusunu istersen geçmişi de olmayan. İlle de öğrenmek istiyorsan şimdisi de pek yoktu. Yalnız o vardı, ölüm. Bir de ben. Aramızda da bir eşik.
- Sonra n’oldu?
- Kapıyı yüzüne çarptım. Sırası değil, dedim ona.
Her şey bir yana, dostluk bir yana, dedi.
Öyleyse, bu karanlık, güç günümde bana dostluğunu göster dedim.Hiç duraksamadan hançerini çekip sol mememin altına sapladı.
Bunu yaparken beni kucaklamayı unutmadı.