Sıradan yıkıcı hayal kırıklıkları, bastırıldıklarında intikam almak için geri dönerler. Cennet yitirildiğinde insanlar hiçbir şey olmamış gibi devam edemez.
"İnsanların tek yaptığı tek parça halinde kurtulmaya çalışmak" ve muhtemelen hepimiz ne kadar gerekiyorsa o kadar parça halinde kurtulmaya çalışırız. İçinde büyüdüğümüz kültürlerin gerektirdiği kadar.
Birlikte mutlu olabilmek için ayrı ayrı mutsuz olmak yeterli değildir. Rastlaşan iki mutsuzluktan bir umut çıkabilir, ama bu yalnızca umudun her şeyin üstesinden gelebileceğini kanıtlar... Ben buraya dilenmeye gelmedim.
Demek bu evde aylarca, belki de koca bir yalnızlık ayini yaşanmış, koca bir bekleme sancısı çekilmiş... Biliyorum, mutsuz, stresli insanlar ikiye ayrılırlar: Bir grup, içindeki huzursuzluğu yenmek için, tüm dikkatini çevreye, evine verir, habire temizlik yapar, bir şekilde temizlik ve düzen hastası olur... İkinci grup ise, kolu kanadı kırık, yemeden içmeden kesilir, hiçbir şey yapamaz hale gelir, sadece mutsuzluğuna ağlar durur. Çiçekler bu denli ihmal edildiğine göre, bu kadın ikinci gruba giriyordur.
İnsanın dönüp dolaştıktan sonra yeniden demir atmak istediği yer, ilk gençlik yıllarında yaşama heyecanı ve enerjisiyle dolup taşmış olduğu yer mi acaba?