Kısacık, anlatmak istediğini yormadan anlatan, genel olarak keyifli bir öykü kitabı. İçlerinde en sevdiğim “Perisiz Ev” oldu.
Kısa öykülerden ikisini alıntılayıp sonlandırıyorum:
Yolda
Yola çıktım.
Ama çok geçmeden gördüm ki, yol yoktu. Yol silinmişti.
Ne yapabilirdim?
Geri dönemeyeceğime göre bir yol açıp orada ilerlemem gerekiyordu.
Ben de öyle yaptım.
Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum.
Hala yoldayım.
Ama bu yol hangi yol ve beni nereye götürecek bilmiyorum.
(Syf 66)
Giderayak
Burda çok iyiyim, dedi.
Rahat mısın, dedim.
Çok rahatım. Hayatımda hiç olmadığı kadar.
Öyleyse üzerine toprağı gönül rahatlığıyla örtebiliriz, dedim.
Evet, evet, dedi.
İlk toprağı (iki kürek) ben attım. Sonra tüm dostları.
(Syf 75)