İşte Mülakat sözleri ve alıntılarını, İşte Mülakat kitap alıntılarını, İşte Mülakat en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İş arama sürecinde insanlar ne kadar kör oluyorlar. Kendi firmalarını kötülerken dışarısının güllük gülistanlık olacağını sanıyorlar. Karşılarına gelen ilk mülakatçıya içlerini döküyorlar ve o mülakatçıyı idealin temsilcisi olarak görüyorlar.
İşte İnsan Kaynakları’nın adaylar tarafından bilinmeyen görüntüsüydü karşımdaki. Binlerce özgeçmiş, deste deste kâğıt… Adaylar nedense bizim hep mülakat masasındaki hâlimizi hatırlıyorlar ve “kolay iş” diyorlar. Bir de başvurulara çabuk geri bildirimde bulunulmaması konusu var. Ama bir tek böyle düşünen adayın başvurusu olsa iş kolay. Değerlendirilmesi, mülakat yapılması, geri bildirimde bulunulması gereken yüzlerce, hatta binlerce adaydır bazen söz konusu olan.
İş dünyasındaki özgeçmişimiz ne kadar sığ kalıyor gerçek yaşamlarımız yanında. O bir iki sayfalık tanıtımda robottur insan. Robotlaştırılmış bir işçi. Önce seni gerekli bilgiyle donatırlar, ardından çalışan ordusuna katarlar.
Bu maksatla karşımda duran
yirmi bir yaşındaki genç kıza sordum:
Mülakatçı : Kitap okur musunuz?
Aday : Evet, bir kere okumuştum.
Tabii ki bu adaya teşekkür edip diğer adaylara geçmiştik. İkinci adayımız
erkekti:
Mülakatçı : En son okuduğunuz kitap?
Aday : Kitap okumayı sevmem.
Mülakatçı : Gazete okur musunuz?
Aday : Evet, Sabah gazetesini okuyorum.
Mülakatçı : Neden Sabah gazetesini tercih ediyorsunuz?
Aday : Altmış kupona kasetçalar verdiği için.
Mülakatçı : Türkiye’nin coğrafi bölgelerini sayabilir misiniz?
Aday : Vallahi dersleri pek sevmezdim.
Mülakatçı : Peki Başbakan’ın adı nedir?
Aday : Bilmiyorum, şey, ben politikayı sevmem.
Mülakatçı : Cumhurbaşkanı’nın ismini biliyor musunuz?
Aday : Politikayı sevmem demiştim ya!
“Asgari ücretle çalışılacak bir iş için insanlar ne taklalar atıyordu. Araya adamlar konuyor, hassas dengeler kuruluyor, hatırdan köprüler atılıyordu.”
Anı biriktirmek… Bu cümleyi ilk defa bir romanda okumuştum. Bir
arkadaşının sorduğu, “Eşin ile hayat nasıl gidiyor?” sorusuna, romanın ana
karakteri, “Anı biriktirmeye devam ediyoruz” demişti. Evet, aslında mülakat da bir anı biriktirme sanatı. İşte size genel bir ifade. Ancak ince bir nokta var
sanırım burada. Unvanlar sadeleştikçe yaşamlar zenginleşiyor ve daha çok anı birikiyor. Bunu hep eleman düzeyinde mülakatlar yapmış birinin tecrübesiyle söylüyorum size.
Mülakatçı: Adınız?
Aday: Ahmet Y.
Mülakatçı: Formda Mustafa Y. yazıyor.
Aday: Ha, o benim amcaoğlu
Mülakatçı: Anlayamadım.
Aday: Kendisi biraz utangaç da onun yerine görüşmeye ben geldim.
Mülakatçı : Adınız ?
Aday : Ahmet Y.
Mülakatçı : Formda Mustafa Y. yazıyor.
Aday : Ha, o benim amcaoğlu.
Mülakatçı : Anlayamadım.
Aday : Kendisi biraz utangaç da onun yerine görüşmeye ben geldim.