Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yurdum İnsanı İş Görüşmesinde

İşte Mülakat

Mehmet Erkan

İşte Mülakat Sözleri ve Alıntıları

İşte Mülakat sözleri ve alıntılarını, İşte Mülakat kitap alıntılarını, İşte Mülakat en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hayat buydu ya da kariyer. Sürprizlerle doluydu. Hele ki Türkiye’de yaşayınca...
Hobiler bölümünde çok da gerçeği yansıtmaz bizim insanımız, bunun da mülakatın sonucuna etki edeceğini düşünerek kendini farklı göstermeye çalışır.
Reklam
Hayat devam ediyordu. Torpilli ya da torpilsiz...
İş arama sürecinde insanlar ne kadar kör oluyorlar. Kendi firmalarını kötülerken dışarısının güllük gülistanlık olacağını sanıyorlar. Karşılarına gelen ilk mülakatçıya içlerini döküyorlar ve o mülakatçıyı idealin temsilcisi olarak görüyorlar.
İşte İnsan Kaynakları’nın adaylar tarafından bilinmeyen görüntüsüydü karşımdaki. Binlerce özgeçmiş, deste deste kâğıt… Adaylar nedense bizim hep mülakat masasındaki hâlimizi hatırlıyorlar ve “kolay iş” diyorlar. Bir de başvurulara çabuk geri bildirimde bulunulmaması konusu var. Ama bir tek böyle düşünen adayın başvurusu olsa iş kolay. Değerlendirilmesi, mülakat yapılması, geri bildirimde bulunulması gereken yüzlerce, hatta binlerce adaydır bazen söz konusu olan.
“Zaten iş dünyası böyle değil midir? Her gün onlarca iyi iş yaparsın, kimse bir şey demez ama bir gün, bir hata yaparsın herkes tepene biner.”
Reklam
İş dünyasındaki özgeçmişimiz ne kadar sığ kalıyor gerçek yaşamlarımız yanında. O bir iki sayfalık tanıtımda robottur insan. Robotlaştırılmış bir işçi. Önce seni gerekli bilgiyle donatırlar, ardından çalışan ordusuna katarlar.
Evet, bir kere okumuştum.
Bu maksatla karşımda duran yirmi bir yaşındaki genç kıza sordum: Mülakatçı : Kitap okur musunuz? Aday : Evet, bir kere okumuştum. Tabii ki bu adaya teşekkür edip diğer adaylara geçmiştik. İkinci adayımız erkekti: Mülakatçı : En son okuduğunuz kitap? Aday : Kitap okumayı sevmem. Mülakatçı : Gazete okur musunuz? Aday : Evet, Sabah gazetesini okuyorum. Mülakatçı : Neden Sabah gazetesini tercih ediyorsunuz? Aday : Altmış kupona kasetçalar verdiği için. Mülakatçı : Türkiye’nin coğrafi bölgelerini sayabilir misiniz? Aday : Vallahi dersleri pek sevmezdim. Mülakatçı : Peki Başbakan’ın adı nedir? Aday : Bilmiyorum, şey, ben politikayı sevmem. Mülakatçı : Cumhurbaşkanı’nın ismini biliyor musunuz? Aday : Politikayı sevmem demiştim ya!
“Asgari ücretle çalışılacak bir iş için insanlar ne taklalar atıyordu. Araya adamlar konuyor, hassas dengeler kuruluyor, hatırdan köprüler atılıyordu.”
Anı Biriktirmek
Anı biriktirmek… Bu cümleyi ilk defa bir romanda okumuştum. Bir arkadaşının sorduğu, “Eşin ile hayat nasıl gidiyor?” sorusuna, romanın ana karakteri, “Anı biriktirmeye devam ediyoruz” demişti. Evet, aslında mülakat da bir anı biriktirme sanatı. İşte size genel bir ifade. Ancak ince bir nokta var sanırım burada. Unvanlar sadeleştikçe yaşamlar zenginleşiyor ve daha çok anı birikiyor. Bunu hep eleman düzeyinde mülakatlar yapmış birinin tecrübesiyle söylüyorum size.
Reklam
Seçilmişlerle atanmışların dansıydı sanki bu işe alım pisti.
Mülakatçı: Adınız? Aday: Ahmet Y. Mülakatçı: Formda Mustafa Y. yazıyor. Aday: Ha, o benim amcaoğlu Mülakatçı: Anlayamadım. Aday: Kendisi biraz utangaç da onun yerine görüşmeye ben geldim.
Mülakatçı : Adınız ? Aday : Ahmet Y. Mülakatçı : Formda Mustafa Y. yazıyor. Aday : Ha, o benim amcaoğlu. Mülakatçı : Anlayamadım. Aday : Kendisi biraz utangaç da onun yerine görüşmeye ben geldim.
“Yetiştirilmek üzere” bahane, “ucuz işgücü” şahaneydi.
Unvanlar sadeleştikçe yaşamlar zenginleşiyor.
33 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.