İştikakçının Köşesi

Şinasi Tekin

İştikakçının Köşesi Quotes

You can find İştikakçının Köşesi quotes, İştikakçının Köşesi book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
2. han: Başlangıçda doğudaki Türk dünyasında "dünya hâkimi" mânâsına gelen ve kagan, k(h)an gibi çeşitli biçimlerde kullanılan bu unvanın ilk defa Yıldırım Bâyezid'in tuğrasında görülmesinin bir mânâsı olmalı. Dünya hâkimiyetini elde etme çabasında en büyük rakibi Timur olan Osmanlı sultanı Yıldırım Bâyezid'in daha Timur'u bertaraf etmeden onun kullandığı unvana sâhip çıkması, rakibinin harizmasını yani "dünyaya hâkim olma gücü"nü bir an evvel elinden alıp bu "güc"ü kendine mâl etme isteği ile açıklayabiliriz. Nitekim şah unvanı da, Yavuz Sultan Selim'in Safavî hükümdarı Şah İsmail'i yenmesi üzerine ilk defa sultanın tuğrasında görülür.
Ve işte Aşık Paşa da, 14. yüzyılın başında Garibnamesini Türkçe yazmasının gerekçesini Kur'an'dan alır ve Kur'an'ın bu ayetini (K. 14:4) verdikten sonra şöyle der: Bütün dillerde ifade şekilleri varidi Herkes bunlara rağbet ederidi. Türk diline kimsecikler bakmazdı Türkleri kimseler sevmezdi. Türk ise zaten bilmezdi bu dilleri İnce ifade usullerini, ifade biçimlerini. İşte Garibname bunun için yazıldı Yalnız Türkçe bilenler de gerçeği anlasınlar diye. Yani Türk dilinde gerçeği bulsunlar Türklerle İranlılar hep yoldaş olsunlar diye. ifade hususunda birbirlerini kötülemesinler Dile bakıp manayı hor görmesinler diye. Bu sûretle Türkler de mahrum olmasınlar Hakk'ı dillerinde anlasınlar diye!
Sayfa 142
Reklam
"Halk vazifesini yaparsa beyler büyür, yükselir; üzengi varsa, insan yuları kuvvetli tutar"
Sayfa 76
Okuma yok, yazma yok, Bilmezler ne Arabî ne Farsî. Danışıp konuşmak içindir Türkî, Zâten gerisi ne ki.
Sayfa 140
Bütün milletlerin kültüründe pürüzsüz bir "seyr-i tarihi" vardır.Al Fransızı, al Alamanı, İngilizi hepsi de gözünü tarih sahnesine açmıştır, sağına soluna bakmıştır, medeniyet tipini değiştire­cekse değiştirmiştir. Ama toptan! Öyle bizimkiler gibi perakende medeniyet değiştirme yok bunlarda.
Sayfa 86
İnsan oğlunun bazen yeni icatlara karşı bir inadı tutar, gözünün önündeki yeniliği göremez veya görmek istemez. Direnir de direnir.
Sayfa 72
Reklam
...derin bir nefes alalım ve basit mantık oyunumuza devam edelim.
Sayfa 79
Sene olmuş miladi 1000. Bir kısmı gene yerinde duramamış, İran yaylası üzerinden sürülerini önüne katarak ve de tozu dumana katarak Bizans kapılarına dayanmışlar: "Bre savulun" demiş­ler, "biz Kayı boyundan olavuz, biz bu yirlerde illenevüz; yani ki bu iller özümüze dahi yılkılarumuza yahşirak geleyörür!"demişler. (Yani demek olur ki 'Biz Kayı boyundan oluruz. Biz bu yerleri vatan edineceğiz. Bu topraklar bize de sürülerimize de en uygun topraklardır.' )
Sayfa 87
Efendim bildiğiniz gibi Anadolu'ya geldik, bir güzel yerleştik. Konya'da bir divan kurduk, başına da bir sultan koduk. Adına Al-i Selçuk dedik.
Sayfa 139
"Evin barkın yok mu senin, evin barkın yıkılsın...." gibi bir çok deyim var dilimizde... Ev'in ne anlama geldiğini biliyoruz. Peki "Bark" ne demek? Bark türbe manasındaymış. Dilimize Uygur türkçesinden girmiştir.
Reklam
Tül tüşemişlerün* işi burda bitti nihayet, Bak efendüm şuncuğaz mikdandur ol hikayet. Yani sözümüz tükendi şuracukda tamamet, Arkadan artuk kalanların yarın sen tamam et. *Tül tüşe- 'rüya görmek'
Sayfa 57
Türklerin kültür hayatında, kurdukları her yazı diline bir şifâhî dönem tekaddüm eder. Yani Türk, atından inip çizmelerinin tozuyla Burkan manastırına girip yazı yazmağa, tercüme yapmaya başlamamıştır.
Sayfa 38
Unutmayalım ki iştikakçılık, sadece bilgileri sıralayıp ortaya dökmek demek değil, bilinenlerin üzerine azıcık tuz-biber ekip bunlardan Hatice yerine 'düşündürücü neticeler' çıkarmaktır.
Sayfa 61
"Ali Cengiz oyunu " aslında "Al-i Cengiz oyunu yani büyük Moğul Hükümdarı Cengizhan'ın oynu (Moğul hilesi) demek.
2. han: Başlangıçda doğudaki Türk dünyasında "dünya hâkimi" mânâsına gelen ve kagan, k(h)an gibi çeşitli biçimlerde kullanılan bu unvanın ilk defa Yıldırım Bâyezid'in tuğrasında görülmesinin bir mânâsı olmalı. Dünya hâkimiyetini elde etme çabasında en büyük rakibi Timur olan Osmanlı sultanı Yıldırım Bâyezid'in daha Timur'u bertaraf etmeden onun kullandığı unvana sâhip çıkması, rakibinin harizmasını yani "dünyaya hâkim olma gücü"nü bir an evvel elinden alıp bu "güc"ü kendine mâl etme isteği ile açıklayabiliriz. Nitekim şah unvanı da, Yavuz Sultan Selim'in Safavî hükümdarı Şah İsmail'i yenmesi üzerine ilk defa sultanın tuğrasında görülür.
Sayfa 25 - Dergâh yay., 3. Baskı
44 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.