Becerikli olmayan bir memurun en becerikli ortanca oğlu İvan İlyiç’in hastalık sürecindeki, yaşam ve ölüm kaygısını , içsel sorgulamalarını ve yaşadığı dramı, ölüm haberiyle de etrafındaki insanların kendi içsel hesaplarının kaleme aldındığı bir eser.
Ölümü düşünmeden geçen hayatında artık ölümü düşünmeden hiçbir anının geçmemesiyle girdiği iç savaşı içimize işliyor ve okurken bir an durup kendimizi de sorgulamamıza sebep oluyor.
Hastalıktan kaçma bahanesini, öfkesini, alınganlıklarını, kuşkularını, nefretini, korkularını, kıskançlıklarını, en küçük bir rahatlamada beliriveren umudunu,sınırsız yaşama isteğini, ölümü kabullenememesini, acınma isteği, herkesin bildiği ama kimsenin söylemeye cesaret edemediği gözle görülen yalanlara susup içine atmayı... Tüm bu duyguları bir arada bize sunduğu kısa ama etkili bu eser için Tolstoy'a ne kadar övgü yağdırsam azdır.