Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
İyilik Güzellik
Ece Temelkuranİyilik Güzellik Yorumları ve İncelemeleri
İyilik Güzellik yorumları ve incelemelerini, İyilik Güzellik kitabı hakkındaki okur görüşlerini , İyilik Güzellik puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
7.810 üzerinden
İnsan iyi midir ? Kötü müdür?
Hayatımız pek çok mecburi hizmet safhalarından ibaret. İstemediğimiz halde yaptığımız,
yapmak zorunda olduğumuz bu mecburiyetler sırasında yaşadığımız,
belki de içinde yuvarlandığımız çukurları geçmişten günümüze göz önüne seren bir metin. Arada sıkışıp kaldığımız pek çok ikilem tek tek konu edilmiş .
Politize edilmiş hayatlarımızdan sıyrılıp kültür ve sanata akışa geçmeye özendiren bir yazı dizisi...
Sonuçta hayat seçimlerimizden ibaret.
Yazarın farklı gazete ve dergilerde yayımlanan yazılarından derlenmiş bir kitap .
30 yaş üstü herkesin hayatından parçalar bulabileceği muazzam bir özeleştiri...
Okumayı düşünen herkese keyifli okumalar...
Ece Temelkuran kalemi ile tanışmayı düşünmemiştim nedense, varlığını yok saydığımdan-önyargılarım olduğundan da değil üstelik.
Başlangıç olarak da denemelerini seçtim ki yaşadığımız dünyaya dair neler düşünüyor ilk ağızdan bileyim. Karakterlerin penceresinden bakmaktansa..
Nasıl bir tanışmaydı peki?
Duymak istediklerimi mi söylüyordu? Bana yeni kapılar açıp buyur mu ediyordu.. Hayır.
Ama bana yabancı olan bir kadının, Ece’nin içindekileri okumak iyi geldi.
Samimiydi ama samimiyeti de bilinçliydi. Çünkü derlenip, toplanmış, ne söylediğinin gayet farkında olunarak yazılmış yazılar bunlar.
Önünü de arkasını da düşünmüş, eri de geçi de umut edilmiş.
.
İçi boş-boşaltılmış cümlelerden değildi onun cümleleri. Ağırlığının altında ezilen cümlelerden de. Yollarının kesiştiği yerleri sevdim mesela. Dünyanın bir ucunda ağlayanları kendine dert edinmesini sevdiğim gibi.
Hayal peşinde mi koşuyor? Bu neyi değiştirir? Birilerinin hayallerinden mutsuzluk çıkarmayı bu kadar çok mu arzuluyoruz? Birilerinin ‘nasılsın’ sorumuza ‘iyilik güzellik’ demesinden bu kadar mı çekiniyoruz?
.
Ben, bu kitabı yazar ile tanışmaya aracı kılmayı öneriyorum. Kimi sevmez bunun farkındayım.
Ama birini dinlemenin ön koşulu olur mu ki?
Ece Temelkuran'ın kalemini, üslubunu ve duruşunu seviyorum. Sağlam ve sarsılmaz bir görüntü çiziyor benim zihnimde. Ve bu da ona hayranlık duymam için bir başka neden.
Bu kitabında 'Birgün', 'KAFKAOKUR', 'Karakarga', 'Penguen' gibi dergilerde yayınlanan yazıları ve bazı yayın organlarındaki söyleşilerinden oluşan bölümler toplanmış.
Ülkeyi kaleme almış yazar; insanı, kadını, erkeği, iyiyi ve kötüyü... Haksızlığı, zulmü, susmayı, konuşmayı...
Farklı yıllarda yayınlanan yazılar olduğu için, o dönemin hatıralarını yeniden gün yüzüne çıkarıyor kitap. Ama uyarıyorum hiç iyi anılar değil bunlar. Üzücü, korkutucu, iç sızlatan cinsten. Kimisi balyoz etkisi yaratıyor. Zamanında yaşanan, görülen, duyulan olaylar bunlar. Ama Temelkuran'ın kaleminden olunca balyoz da kuvvetli iniyor.
Yazarın kalemini tanımanız için bu kitabı kesinlikle tercih edebilirsiniz. Biliyorsanız yine de okuyun, beğeneceksiniz.
Bir defter al kendine. Küçük bir defter, cebe sığacak büyüklükte. Herkes yazar olmak zorunda değil, ama herkes yazmak zorunda. Kin biriktirip yarına bugünün rezaletini aktarmak için değil. Bugünün gürültüsünden kaçmak için değil. Dünü aklına kazıyıp durmak için de değil. Devam ettiğini kendine göstermek için yaz.
İNSANLIK TARİHİ, İYİ OLMAYI VE KARŞISINDAKİNİN DE İYİ NİYETLİ OLDUĞUNU VARSAYMAYI DAHA YAZI İCAT EDİLMEMİŞKEN KENDİNE KURAL OLARAK SEÇTİ. DÜNYAMIZ, YAPIP ETTİĞİMİZ HERŞEY BU ÖN KABUL ÜZERİNE DURUYOR.
Ece Temelkuran kitabı için şöyle diyor; "Ve çıldırtıcı kötülük eşliğine rağmen, Nasılsın? dendiğinde hepimiz öyle cevap vermeyi yeniden hatırlayalım istedim:
'Ne olsun! İyilik güzellik.'
Kitapta yazar çeşitli zamanlarda yazmış olduğunu yazıları biraraya getirmiş. Kısa kısa yazılarında insana ve hayata dair o kadar çok şey anlatıyorki... O anlattıkca rahatlıyorum, umutlanıyorum, şaşırıyorum, gülüyorum, üzülüyorum, seviniyorum, kızıyorum, korkuyorum, heyecanlanıyorum.. Ama herşeyin ötesinde yazarın beni bu kadar etkilemesinin nedeni, hissettiğim ama tanımlamakta zorluk çektiğim şeyleri çok güzel ifade ediyor oluşu. İç sesim konuşur gibi... Benmişim gibi...
Yazılanlar üzerine düşünülecek, araştırılacak, konuşulacak çok şey var bu kitapta. Herkesin okumasını çok isterim.
160 syf.
10/10 puan verdi
Eskiden köşe yazılarına aşina olduğum ama çok uzun zamandır okumadığım bir yazardır Ece Temelkuran. Cesareti, duruşu ve fikirleriyle daima sevdiğim Türkiye yazarlarından biri olmuştur. Lakin hiç kitabını okumadım, ta ki bugüne dek.
Bu kitap, yazarın bir kaç köşe ve dergi yazılarından oluşan bir karma. Dönemin atmosferinden etkilendiği ölçüde kalemini kuşanmış ve kimsenin dillendiremediği gerçekleri patır patır ortaya dökmüştür.
Türkiyede yayımlanan ünlü dergilere yazı yazdığından bihaber olmakla beraber, okuduklarım hemen hemen hiç karşılaşmadığım yazılar. O yüzden iştahla ve şevkle okudum her bir yazısını.
Bu derleme her ne kadar bu ülkenin sözde muhafazaklarına hitap etmese de gerçek gerçektir şiarıyla bunların değişmeyeceğini ne dün ne de bugün ne de yarın asla aklımızdan çıkarmayacağız.
Cesaretiyle, dik duruşuyla ve güçlü kalemiyle Ece Temelkuran daima bu toplumda aydın sıfatını hak edenlerin önde gelenlerinden olacağı inancım tamdır.
Ve çıldırtıcı kötülük şenliğine rağmen,
“Nasılsın?” dendiğinde,
“Ne olsun! İyilik güzellik.”
cevabı vermeyi unutmamak adına...
Kitapta, çeşitli dergilerde yayınlanan yazıları ve bazı söyleşilerinden kesitler toplanmış. Bildiğimiz Ece, ülkeyi anlatmış gene; insanı, kadını, erkeği, iyiyi ve kötüyü... Haksızlığı, zulmü, susmayı, konuşmayı...
Harika bir kitap. Kitaba ilk başladığımda bile beni etkisi altına aldı. Yazarın düşünce yapısı, cümlelerindeki vuruculuk beni çok etkiledi. Hatta başta böyle kaliteli bir kitaba göre puanı neden düşük diye merak ettim. Sonra ortalarına doğru işin içine din ve siyasetin girdiğini gördüm. İşte bizim sorunumuz burada. Hoşgörülü olamıyoruz. Kime neye inanırsa inanır ya da hiçbir şeye inanmaz. Bu değil bizi ilgilendiren. Bu denli dünyayı görmüş kaliteli eğitimler almış bir yazarın kitabına bile hak ettiği puanı verememiş çoğu kişi. Tabi özgür iradeniz var. Ancak bu denli at gözlüğü takmaya gerek var mı ? Bak bir etrafına neler oluyor.. Gerçekleri duymak can yakar ve doğru söyleyen dokuz köyden kovulur biliyorum bunu. Ama bu kitaba da hakkını vermezsem vicdanım rahat etmez. Din siyaset vs. bu konular kimseyi ilgilendirmez. Sen burada kadının yaptığı işe bakacaksın. Olay bu kadar basit. Yani gerçekten hoşgörülü ve gerçekten bilgi birikimi olan o olgunluğa erişenler için basit. Zor da gelse bir deneyin derim. Biz birbirimizi anlamazsak kim anlayacak başka.
Kitap gerçekçi ve cesur bir dille yazılmıştı. Yer yer içim burkulsa da en azından farklı bir bakış açısı için bile okunmalı. Yazarın başka bir kitabı daha vardı ben de. Kısa zamanda ona da başlayacağım.
Tavsiye ediyorum. Keyifli okumalar.
Ece Temelkuran'ın çeşitli dergi ve gazetelerde yazdığı denemelerin toplandığı kitap. Doğası gereği denemelerde okuyucu-yazar arasında samimi bir bağ kurulur elbette ancak yazar burada çok daha fazlasını yapmış. Libya, Filistin, Paris, Londra, İstanbul gibi yerler başta olmak üzere bir çok farklı şehirden kaleme aldığı denemelerde en çok hoşuma giden taraf asıp tutması ya da üzerinde sekiz milyon kez fikir üretilen evrensel konulara değil de küçük detaylara takılmış olmasıydı. Toplumu birbirinden ayıran o küçük detayları sadece ülkemiz penceresinden değil bir çok benzer olaylarla bağlantı kurarak açıklaması da yazarın entelliğini artırıyor. xDxDxD Seni Seviyorum Ece.