Popüler olana duyduğum önyargıdan ötürü Nietzsche okumayı bir genel kültür olsun maksadıyla ya da okumuş olma niyetiyle hayatımda çok sonralara bıraktım. Yanılmışım.
Nietzsche' yi bu kitapla anladım. O' nun derdi sıradan insanlar, kendini kahraman sananlar, birey olamayanlar, kendi bireysel eylemlerinin yasa koyucusu olamayanlar, içine doğdukları toplumun iyi ve kötü yargılarını aşamayanlar, üst insan olabilmek için gerekli acı çekme lüksünü istemeyenler. Bunları Zerdüşt ve bu kitapla çok iyi anlayacaksınız.
Aslında ben işte Fransız filozoflar gibi kişisel hayat tecrübelerinden edindikleri öznel yorumlarını metafizik genellemeler olarak sunanların filozof olmadıklarını, yaptıkları faaliyetin de olsa olsa edebiyat veya sanat olarak adlandırılabileceğini düşünüyorum. Ancak Nietzsche için durum farklıymış. Nietzsche' nin yazdığı cümleler ağır bir psikolojik buhranın izlerini taşıyor. Yine de benim anladığım anlamda felsefe olmasa da, edebiyat da değil. Felsefe ile edebiyat arası; Psikoloji. İnsan hayatının tam bir psikolojik incelemesi diyebilirim. Ecce Homo okuyunca bu dediğime hak vericeksiniz.
Evet O' nu anlamak zor ama anlamanın insana bir şeyler katacağı kesin. Felsefeye ilgi duymak yetmez yalnız. Biraz bilgi birikimi lazım ve de kendi fikirleri olan bir insan olmak. Ve tabi yine de doğru anlayabilmek için; 18 yaşında felsefe hevesiyle kendinizi zeki sanıyosunuz diye ilk O'nu okumayın, Nietzsche' yi benim gibi sonralara bırakın.
Bu arada kendisi biraz cinsiyetçiymiş -Hesiodos ve Schopenhauer gibi-, ona göre. Şok olabilirsiniz haberiniz olsun. Tabi o düşünceleri Şen Bilim' de daha çok yazmış. Ona da bi göz atın.