Zihnin başkalarının pencerelerinin altında sürdürdüğü yürüyüş gayet tuhaftır. Kah kahverengi ahşap kaplamalar dikkatini dağıtır, kah bir saksıdaki eğreltiotu; şurada laterna eşliğinde dans etmek için doğaçlama birkaç şey söyleyerek; burada sarhoş bir adamdan kayıtsız bir neşe kaparak; derken yoksulların sokağın bir ucundan diğerine birbirlerine bağırdıkları (öyle doğrudan, öyle canlı ve neşeli) kelimelere dalmıştır- ama bütün bu süre zarfında odağında tuttuğu, cazibe merkezi olarak gördüğü, odasında tek başına duran genç adamdır.
Sayfa 105 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ama sonuçta, bu sadece genç bir kadının dili, aynı zamanda seven ya da sevmekten imtina eden birinin dili. O anın tam da o temmuz sabahında olduğu gibi sonsuza dek devam etmesini isterdi.
Sayfa 78 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu