Jacques Lacan

Sean Homer

Jacques Lacan Gönderileri

Jacques Lacan kitaplarını, Jacques Lacan sözleri ve alıntılarını, Jacques Lacan yazarlarını, Jacques Lacan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
1. İmgesel
İnsanlar olarak biz, dünyayı daima belirli bir konumdan algılarız ve en temel arzumuz bu konumu aşmak ya da geride bırakmaktır. Bu Heidegger'in "yansıtma" (Project) adını verdiği şeydir: Bir kimse bir özne olarak zaman ve uzam içerisinde konumlanmıştır, fakat sonra bu kimse kendisini geleceğe doğru "yansıtır". İnsan öznelliği ya da varoluş olarak adlandırdığımız şey, bir kimsenin, kendisini dünyanın üzerine ya da geleceğe doğru yansıtması biçimindeki bu kesintisiz süreci içerir. Bu nedenle Heidegger’e göre insan bilinci, düşüncelerin imgelerin içsel bir dünyası değil, kesintisiz bir dışarı yansıtma süreci ya da onun verdiği adla bir "ex-sistence" durumudur.
Lacan okumaya bir daha oturup, kitabı odanın ortasına fırlatmak istediğinizde, bir saniye yerinizde oturun ve metnin size ne yapmakta olduğunu gözden geçirin. O anda nasıl hissettiğinizi ve dilin sizin üzerinizde nasıl bir etki yapmakta olduğunu düşünün. Bu süreç üzerinde düşünümde bulunduğunuzda, metin amacına ulaşmış olacaktır; bilinçdışı çalışıyor olacaktır.
Reklam
Dil, bilinçten önce gelir; konuşan varlıklar olarak bizler, dilin içine doğarız Dil, gerçekliği yansıtmaz; aksine bir insan kendi deneyimini, verili bir dil sisteminin sınırları içinde üretir ve o dil sistemi, o kimsenin deneyiminin doğasını, bir dereceye kada koşullar. Dil, içinde tekil bir anlamın konumlandırılabilecrği mutlak ve sabit bir sistem değil; diferansiyel ilişkilerin bir düzenidir.
"Gerçek var değildir, çünkü varoluş düşüncenin ve dilin bir ürünüdür ve gerçek dilden önce gelir. Gerçek, simgeleştirmeye mutlak bir biçimde direnendir."
Sayfa 115 - Phoenix Yayınevi
Efendi- Köle Diyalektiği: Efendininin bir özne olabilmesi için Köle tarafından öyle tanımlanması gerekmektedir ve Kölede Efendi tarafından bir Köle olarak tanımlandığı için Köle olduğunu bilmektedir. Böylelıkle Efendi, kendi kimliğinin Köle tarafından tanınmış olmakla tahkim edilmiş olduğuna ilişkin katı bir bilgiyle kendi hayatını sürdürme özgürlüğüne sahiptir. Fakat diyalektiğin paradoksu, her pozitifin bir negatife dönüşmesidir. Efendi, kendi kimliğinin tanınması husununda Köleye bağlımlı olduğu için asla hakiki anlamada "özgür" olamaz; buna karşılık Köle, efendiye aynı yoldan bağımlı değildir, çünkü başka bir kendini- onaylama kaynağına, yani çalışmaya sapitir. Eger kölenin kimliği onun bir Köle olarak çalışması aracılığıyla onaylanıyorsa, bundan Efendinin değil Kölenün "özgür" olduğu sonucu çıkar.
Sayfa 40 - phoenixKitabı okudu
115 öğeden 131 ile 115 arasındakiler gösteriliyor.