Jane Eyre Quotes

You can find Jane Eyre quotes, Jane Eyre book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Ah bu sözler ..
"Yıllar süren, kendi isteğinle atıldığın bir sürgünden sonra, ömrün çürümüş, ruhun çökmüş olarak yurduna, yuvana dönüyorsun.
Düşüncelerim, duygularım birbirini öyle hızla kovalıyordu ki bunları kavrayıp düzene koymakta güçlük çekiyor, boğulacak gibi oluyordum. Boş duvara bakıyordum da kuyruklu yıldızlarla dolu bir gök gibi görünüyordu gözüme: Yıldızların her biri bana bir amacın, yeni bir sevincin yolunu gösterir gibiydi: Hayatımı kurtarmış olanları şu ana kadar elim boş olarak sevmiştim, bundan böyle onlara yararım dokunabilirdi. Bir boyunduruk altında gibiydiler; ben onları kurtarabilirdim. Birbirlerinden ayrı düşmüşlerdi; ben onları kavuşturabilirdim.
Sayfa 528Kitabı okudu
Reklam
"Önemsiz ayrıntılar peşinde koşarken işin esasını unutuyorsun, demedin mi ben sana?"
Sayfa 527Kitabı okudu
Pek gençtim o günlerde, hayalimde pek güçlüydü. Çocukluk masallarından kalma kimi renkli, kimi karanlık birçok hatıralar kafamı doldururdu. Bu hatıralar bazen tekrar uyandıkları zaman çocuklukta bulunmayan bir canlılık ve açıklık kazanırlardı...
Önce sandım ki sadece kaybetiklerime yanıyorum, bu kaybımı gidermek için bir çare arıyorum. Düşüncelerimin sonunda etrafıma bakıp da güneşin batmış, çoktan akşam olmuş olduğunu görünce bir şeyin daha farkına vardım: bu saatler arasında ben de bir değişiklik olmuştu. Karakterimde ne varsa eriyip gitmişti. Daha doğrusu içime doldurduğum asude havayı o beraberinde alıp götürmüştü, ben şimdi gene kendi tabii halime dönmüş, içimde eski ateşli duyguların kıpırdanışını duymaya başlamıştım. Dayandığım bir destek çekilivermiş gibi değil de, bana biçim veren bir gaye ortadan kalkmış gibiydi. Kaybettiğim şey huzur duyabilme kabiliyeti değildi; bana huzur veren kaynak kurumuştu.
Sayfa 122Kitabı okudu
Bazen benim içimden geçen düşünceleri, aklımın ermediği bir ustalıkla okumasını bilirdi. Şimdi de benim kabalığa kaçan sözlerime hiç aldırış etmedi. Sessizce söylediklerim duymuş gibi kendine has, özel bir ifade ile gülümsedi bana. Her zaman bu biçim gülümsemezdi: alelade şeyler için harcamaya kıyamazmış gibi çok nadir kullanırdı bu gülümseyişi. Bu, tam güneş gibi bir gülüştü. İşte, şu sırada benim üzerime bu güneşin ışınlarını serpmişti!...
Sayfa 340Kitabı okudu
Reklam
"Ama, bal gibi biliyorsun ki senin aklın onlarda değil, başka birinde... o ise seni hiç düşünmüyor."
"Sonra, senin için hayatın devamlı bir değişiklik, heyecanlar alemi olması gerek; yoksa, dünya başına zindan kesiliyor. İlle etrafında pervane gibi dönülecek, sana kurlar yapılacak, iltifatlar edilecek, çalınacak, oynanacak, eğlence hayatı yaşanacak; yoksa sararıp soluyor, ölüp gidiyorsun. Mutlu olmak için ille başkalarının eline bakmaktan seni kurtaracak, kendi kendine güvenmenin çaresine bakacak bir düzen kuramaz mısın? Bir günü al, parçalara böl, her parçaya bir iş ver. İşsiz güçsüz tek bir çeyrek saat, hatta bir on dakika, beş dakika bile bırakma. Her dakikaya bir iş düşün, her işi düzenle, Şaşmaz bir titizlikle yap. Bak göreceksin, daha sen günün başladığının, farkına varmadan akşam oluverecek; sen de, dakikalarının geçmesi için bir kimsenin ahbaplığına, anlayana, sabrına, sohbetine el açmış olmayacaksın. Kısacası, bağımsız bir varlığa yaraşır biçimde yaşamaya başlayacaksın.
Sayfa 326Kitabı okudu
... o sessizlik, tenhalık içinde, gözlerden ırak, bir aşağı bir yukarı yürümek, hayalimde canlanan parlak rüyaları başıboş bırakıvermekti. Bol, parlak, rengarenkti hülyalarım. Burada, bırakırdım yüreğimi, içini tasayla burksa bile, hayatla genişleten coşkun heyecanlarla çarpsın!..
"Yıllar süren, kendi isteğinle atıldığın bir sürgünden sonra, ömrün çürümüş, ruhun çökmüş olarak yurduna, yuvana dönüyorsun. Yepyeni birisiyle tanışıyorsun...ama, nerede, nasıl... Boş ver! Bu yabancı da yirmi yıldır arayıp da bir türlü bulamadığın temiz, aydınlık ruhu buluyorsun... Lekesiz, tortusuz, tertemiz, taptaze, sapsağlam bir ruh. Bu ahbaplık canına can katıyor, yeniden hayat veriyor sana. Gene, çok eskiden olduğu gibi, daha iyi bir insan olmaya başladığını hissediyorsun. Duyguların saflaşmaya, isteklerin asilleşmeye başlıyor. Yaşamaya yeniden başlamak, ömrünün geri kalan yıllarını, insanlığa daha yarışır bir şekilde geçirmek istiyorsun.
Reklam
Yaradılışı benimkine tamamen yabancı, zevkleri benim için tiksindirici, adi, bayağı, kafası dar, genişletmenin, eğitip inceltmenin de imkanı yok gibiydi. Çok geçmeden, onunla değil bir akşamı, bir günün bir tek saatini bile rahat geçiremeyeceğimi anladım, çünkü hangi konuya dokunsam Bertha bunu hemen bayağı, basmakalıp, ters, aptal bir hale sokuyordu.
Sayfa 423Kitabı okudu
Sonra, yabancı bir diyara gittiğini, o yad da elde büyük bir hata işlediğini düşün. Bu hatanın cinsi, neden işlendiği üzerinde durma; yalnız, yaptığın işin sonuçlarını seni ömrünün sonuna kadar izleyeceğini, hiç yakanı bırakmayarak hayatını zindan edeceğini düşün. Bak... Suç işlemekten bahsetmiyorum ha! Kan dökmek, ya da insanın kanun karşısında hesap vermeye zorlayabilecek bir suç değil benim söylediğim. Hata, diyorum sadece... Her neyse, bu hatanın sonucu olarak çektiği sıkıntılara zamanla, imkan yok, dayanamaz oluyorsun.
Ben de bu sevgiyi anlıyor, gücünü, derinliğini içimde duyuyordum. Onların çekiciliği beni sarmıştı, bu ıssızlıkta bir kutsallık bulur gibiydim. Bozkırların düzlüklerini, tepelerini, vahşi renklerini seyretmeye doyamıyordum. Bu renkleri toprağa yosunlar, kır çiçekleri, otlar, parlak fundalar, tatlı sarı kayalar veriyordu. Sert rüzgarlar, yumuşak esintiler, kapalı günler, açık günler, gün doğuşları, gün batışları, ay aydınlığı geceler, karanlık geceler benim duygularımı da bir büyü altına almıştı.
Sayfa 482Kitabı okudu
Kendi adımın senin dudaklarından mutlu, sıcak bir ifadeyle döküldüğünü dinlemeye bayılırdım.
Sayfa 435Kitabı okudu
Göz ucuyla beni süzüyordun. Ara sıra da öyle tabii, sade bir anlayışla gülümsüyordun ki anlatamam! Seninle sohbet etmek beni hem doyurup, hoşnut bırakmış, hem de zihnimi kamçılamıştı. Seni daha çok görmek, seninle daha çok konuşmak istiyordum. Öyleyken, gene de uzun zaman sana resmi davrandım, seni yanıma seyrek çağırdım. Manevi nazlara doymaz bir oburdum sanki: bu değişik çeşnili sohbetlerin zevkini elimden geldiği kadar uzatmak istiyordum. İlk önceleri korkuyordum da: bahçemde açan bu çiçeği fazla koklarsam rengi uçacak, kokusu kaçacak, tazeliğinin tatlılığı kaybolacak gibi geliyordu. Oysa bu solup geçen cinsten bir çiçek değil...
Sayfa 434Kitabı okudu
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.