2020 Ekim - Kasım - Aralık

Jineoloji - Sayı 19

Jineoloji Dergisî

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Yaşadığımız toplumun ve coğrafyanın özelliklerine göre anlamlarla bezer, bazen yüreğimizi bıraktığımız bir dilek ağacı bazen de dualarımızı emanet ettiğimiz bir yaşam kaynağı olur. Meyvesinden yararlandığımız, gölgesine sığındığımız, solu duğumuz havanın kaynağı ya da. Bazen de yaşama anlam katmada, doğanın bir parçası olduğumuzu hissetmede, evreni anlama arayışımızda sırtımızı dayadığımız bir güven kaynağıdır. Ağaç bize bütünselliğin bilgisini veren bir evrendir adeta...
Tüm dinlerde öldürmeyeceksin, çalmayacaksın, adil olacaksın, hak yemeyeceksin, zulmedip doğayı talan etmeyeceksin denir. Ve "Mülk insana ait degildir" ayeti sürekli tüm dinlerin önünde uyarı levhası olarak durur. Düzeni bozmak ve düzene müdahale etmenin geri dönüşümü yıkımıdır. Yıkımların asıl nedeni bu uyarı levhalarını göz ardı eden zihniyettir. Tıpkı günümüzde yaşanan savaşlar, katliamlar, göçler, Ebola, Sars, Domuz ve Kuş gribi Covid 19 gibi salgınların nedeni olan ekolojik sistemin bozulması talancı zihniyetlerden kaynaklıdır. Ne diyor Rahman suresi: "her şey bir mizan üzere yaratılmıştır." Yani işin matematiksel bir hesabı vardır, o hesap bozulursa düzelmesi mümkün değildir. Sonuçta ekolojik sistemin bozulmasından dolayı tahribatlar olur, tıpkı geçmişten günümüze yaşanan salgınların, katliamların, göçlerin medeniyetleri ve kavimleri yok etmesi buna örnektir.
Reklam
Hepimizin vardır bir ağaç hikayesi. Hem kişisel hem de toplumsal belleğimizde yer edinen. Mitolojiden dine, felsefeden bilime bütün düşünme yöntemlerinde, halkların yaratılış mitoslarında, kültürlerin anlam diyalektiğinde yaşamı tanımlarken baş vurduğumuz bir başucu kaynağıdır adeta...
“Daha iyi bir yaşam insanların din şuurunun ıslah edilmesi ile mümkün olabilir. Hayatın genel maksadı bilinemez” der, Hristiyan öğretisi.Oysa tüm dinlerde ilahi mesaja baktığınız zaman yeryüzü denen mekâna şuurlu, akıl eden, sorumluluk sahibi insanı gönderen ilahi güç, doğadaki canlıların sahibinin kendisi olduğunu sürekli hatırlatmış fakat insan doğadan faydalanma öğretisini ters yüz eden bir tavırla, talana başvurmuş, diğer canlılara hayat hakkı tanımamıştır.
Kadın değerleri ve emeğinin gaspı ile başlayan hiyerarşik sınıflı toplum dan günümüze bilgi tekelini elinde tutan ve zamanla akıl ve zekayi temsil eder hale gelen erkek, böylece pozitivist sosyal bilimciliğinde cinsi olmuş oldu. tekçilik erkeğin hayattan beklentilerine oldukça uygundu. farklılık, Duygu, anlam yani her tür arayış ve kimlik, bilimin herkesin kabul edebileceği tek doğruyu arama hırsı altında ve erkek normları aracılığıyla sömürüyü katmerleştirdi
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.