“düşüncenin kendisi yargılanmadan, davranış tam olarak yargılanamaz, çünkü düşüncelerimizin kendileri birer davranıştır. kuşkulara yol açan şey, her ikisini de yarı yarıya yargılamaya kalkışmaktır.”
“çok yolculuk etmiş, çok sevmiş olan bizler: bizler- acı çektik diyemeyeceğim çünkü acı çekmek bize her zaman kendi kendine yeterliliğimizi öğretti- ancak sevecenliğini karmaşıklığının değerini bizi bilir ve aşkla dostluğun arasının ne kadar dar olduğunu biz anlarız.”
Aşkın doğasında -kusurlu diyemeyeceğim çünkü kusur onda değil bizim kendimizde- anlayamadığımız bir şey.
.. aşk inanılmaz derecede kesintisizdir, hepimize ondan ancak belli bir pay düşer. Sayısız biçimlerde, sayısız kişilere ilişkin olarak ortaya çıkabilir. Ama nicelik bakımından sınırlıdır, tükenebilir, doğru nesnesine ulaşamadan raflarda eskiyip solabilir. Çünkü onun asıl varmak istediği nokta ruhun derinliklerindedir, orada aşk kendisinin ben-severlik olduğunu anlar, orası ruh sağlığımızın dayandığı temellerinin bulunduğu yerdir.
.