İnsanlar hep böyle demez mi? Daha genç olan birine. Ah, bir gün böyle düşünmeyeceksin, derler. Bekle ve gör. Senin ciddi duygular beslemeye hakkın yokmuş gibi. Yeterli değilmişsin gibi.
Bir taksiye binip yeni adresi söylemenin, sabah uyanıp dişlerini fırçalayarak dünyaya adım atmanın ne anlamı olacaktı? Bir iş bulması, yiyip içmesi, toplu ulaşım araçlarıyla bir yerden bir yere gitmesi neye yarayacaktı?
Sanki ciğerlerinde öldürücü bir iğne vardı da, dikkatli nefes alırsa hissetmeyebiliyordu. Ama zaman zaman derin bir nefes alması gerekiyor, o zaman iğnenin hâlâ orada olduğunu anlıyordu.
Bir süre sonra bütün dışarı çıkışlar zaman ve para kaybı olarak görülmeye başladı. İnsanlar hayatın gerçeklerini anlamadan önce yaparlardı böyle şeyleri.