Patates soymaya başladı ama gözyaşları dinmiyor, önünü göremiyordu. Yüzünü kâğıt havluyla sildikten sonra bir parça daha koparıp yanına aldı ve yağmura çıktı.
Bütün bu iyi dileklerin -kimi samimi kimi formalite icabı yazılmış kimi takdir kimi pişmanlık belirten sözlerin- koyun postlarıyla krakerlerin yanını boylayabileceğine karar verdi.
Birkaç basit şey vardı sadece yapılacak ama günü doldurmaya yetiyordu. Bir kilometre kadar yürüyerek zeytinyağı alıyorsun, öteki yönde bir kilometre kadar yürüyüp ekmeğini ya da şarabını alıyorsun, sabah bitiyor; ağaçların altında öğle yemeği yiyorsun, yemekten sonra sıcaktan hiçbir şey yapmak mümkün olmadığı için panjurları kapatıp uzanıyorsun, ancak kitap okuyorsun bazen. Başlarda okuyorsun. Sonra havaya giriyorsun, artık kitap bile okumaz oluyorsun. Ne gerek var okumaya? Bir süre sonra gölgelerin uzadığını fark ediyorsun, kalkıp yüzmeye gidiyorsun.
Kızın varlığının kendisi için giderek anlam kazandığını, aralarında tarif edilmesi zor bir bağ oluştuğunu, geçen bahar o korkunç aylarda kendisini bu bağın teselli ettiğini anlatmıştı.