İnsanlar hep böyle demez mi? Daha genç olan birine. Ah, bir gün böyle düşünmeyeceksin, derler. Bekle ve gör. Senin ciddi duygular beslemeye hakkın yokmuş gibi. Yeterli değilmişsin gibi.
Üç ayrı öykü içinde insanların hayatlarından kaçmak isteyip kendilerinden kacamayislari var. Bulundugu durumu degistiremeyip kaçma isteği...karakterler okadar canlı ki sanki karşınızda yaşanıyor tüm roman.
KaçakAlice Munro · Goa Basım Yayın · 2006111 okunma
Sanki ciğerlerinde öldürücü bir iğne vardı da, dikkatli nefes alırsa hissetmeyebiliyordu. Ama zaman zaman derin bir nefes alması gerekiyor, o zaman iğnenin hala orada olduğunu anlıyordu.
Öykünün kraliçesi Alice Munro'nun okudugum kitapları içinde en güzeli bu sanırım.
Kanadalı yazar,kendi coğrafyasını, kadınlarını, tarihsel değişimleri öykülerinin içine öyle güzel yediriyor ki adeta onlar da birer kahraman olup çıkıyor.
Bu kitabındaki sekiz öyküde 20. Yüzyılın başlarından 2000'lere kadar geri dönüşlerle kadınların yaşadıklarını, duygularını ortaya koymuş. Aslında her biri roman da olabilirmiş. Hatta bazı karakterler farklı öykülerde tekrar karşımıza çıkıyor (Juliet gibi...)
Kadınların eğitimi,toplumsal baskılar -ki hiç de azımsanacak gibi değil - evlilik, çocuklarla ilişkiler, anne-baba ilişkisi gibi konular kadınların kendini var etme çabası sırasında sürekli karşısına dikilen en büyük problemler bu öykülerde de gerçek hayatta da.
Nobel ödüllü , Man Booker ödüllü yazarı okuyun. Ilk kez okuyacaklar bu kitabından başlayabilir.