...insan tarihten ders alacaksa salt bir dönemin belli bir bölümünde yoğunlaşmamalı, o dönemi oluşturan pek çok karmaşık, aykırı verileri de derinlemesine incelemeli. Her parçayı alıp doğru yerine yerleştirmeli. O parçaya özelliğini veren çeşitli ögeler hesaba katılmalı. Kısacası insan tarihe, tarihi geniş ve dengeli bir biçimde görebilecek bir perspektiften bakmalı.
İşte, tarihten ders almak, dedikleri şey bu, bence.
Herkesin kendi yaşadığı döneme bakış açısı sınırlıdır, zamanını bütünüyle görebilmesi güçtür. İşte bu nedenle, tarihin sunduğu kapsamlı görüntü hem bilgilendirir, hem de kişinin izleyebileceği bir model oluşturur. Anlık sınırlamalara bağımlı olarak yaşayan biri, zamanı aşan tarihin kendisine sunduğu o engin bakış açısından yararlanarak, içinde yaşadığı dünyayı kapsamlı olarak görebilir, kendi dar bakış açısını genişletebilir. Tarihin insanoğluna sunduğu en yararlı ayrıcalık budur.
Tarihten ders almak demek, belli bir dönemin belli bir yönüne saplanıp kalmak ve onu şimdiki zamanın belli bir yönünü yeniden biçimlemek için model olarak kullanmak demek değildir. Geçmişin parçalı bulmacasından belli bir parçayı alıp onu şimdiki zamana yerleştirmeye çalışmak, başarıyla sonuçlanabilecek bir girişim değildir. Bu, tarihle oynamak demektir...
İradesiyle yaptığı seçimlerin saf mantıktan ne kadar uzaklaştığı, kendisi ayırdında olmasa bile, dönemin genel düşünce biçiminden ne kadar etkilendiği, yanıtlayamadığı sorulardı.