Kader Kurbanı

Osman Kılıç

En Eski Kader Kurbanı Gönderileri

En Eski Kader Kurbanı kitaplarını, en eski Kader Kurbanı sözleri ve alıntılarını, en eski Kader Kurbanı yazarlarını, en eski Kader Kurbanı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
687 syf.
10/10 puan verdi
#okudumbitti #kitaptanıtım #OsmanKılıç Kader Kurbanı Osman Kılıç Kültür Bakanlığı Yayınları Sayfa Sayısı: 687 Çağına tanıklık eden, yakın tarih hakkında bilgi veren bir hatıra kitabı. Benim gibi beğeneceğinizi ve etkileneceğinizi düşünüyorum. facebook.com/groups/20736322...
SihirliFlut
SihirliFlut
ukitap.com/u/SihirliFlut zebramo.com/users/323273809
Kader Kurbanı
Kader KurbanıOsman Kılıç · Cümle Yayınları · 20179 okunma
Komünistler, Bulgaristan'da bize yeryüzünde sömürü yok etmek için yola çıktıklarını söylerler. Derler ki, "insanın, insan tarafından sömürülmesini yok edeceğiz! Sınıfsız bir toplum kuracağız. Dünyada haksızlığı, zulmü ortadan kaldıracağız. Emeğin hakkını vereceğiz. Alın terini değerlendireceğiz, insanlar eşit olacak. Milletler arasında fark bulunmayacak..." Daha neler, neler... Heyhat! Keşke doğru olsaydı!.. Sınıfsız bir toplum meydana getirmek şöyle dursun, ilkel insan yığınlarında, Roma İmparatorluğu'nun karanlık devirlerinde bile, bir eşine rastlanmayan zalim ve müstebitler çıkarıp Bulgaristan'da başımıza dert ettiler. Nazilere rahmet okutturdular.
Reklam
Aynı hadiseler, aynı dertlerden ders ve ibret alınsa, tarih hiç tekerrür eder miydi?
"Söyledikleriniz doğrudur. Vazife hakikaten çok ağır. Lakin bu mili bir ödevdir. Durum ne kadar nazik olursa olsun, bir Türk'ün gidip isteklerimizi ileri sürmesi ve müdafaa etmesi gerekmektedir. Tehlikenin büyüklüğü ve dehşetine rağmen, Türk halkının hayatî meseleleri tartışılırken, Türk çocuklarının alın yazısı tayin edilirken, tek bir Türk çıkıp; 'Hayır, bunu yapamazsınız' demezse, bu millî bir zillet ve hüsrandır. Bu bir felaket olur. Esasen kendi hayat ve hukukunu müdafaadan aciz bir milletin zaten hayat hakkı yoktur. Koşuyolu'ndaki abideyi görüyor musun?Ne yazıyor o kitabede? "Svobodata, İska Karacata" ( Yani hürriyet için kurban gerekir)
... yukarıdan verilen direktifler üzerine okullarda, fabrikalarda, bütün kamu kuruluşlarında toplantılar yapılıyor ve hükümet merkezine çekilen telgraflarda, vatan hainin insafsızca cezalandırılması isteniyordu. Her şey millet adına yapılıyordu. Ah şu millet.. Onun adına neler yapılmamıştı ki.. Halk Mahkemesi kurulur, yüz binlerce insan asılır, hep millet adına..
Bu davalarda iddia makamındaki Başsavcı Vişinski'in şu sözleri hatırıma geldi: "Hâkim yoldaşlar, ortada hiçbir delilin bulunmaması, sanıkların birer casus olduklarını gösteren en büyük delildir. Zira kendileri o kadar ustaca bir casusluk yapmışlar ki, işledikleri suça dair ortada hiçbir delil bırakmamışlar."
Reklam