Bir deliğe dönüştüm, bir boşluğa ve bütün çabam, bütün gayretim bu dipsiz, bu durmadan talep eden boşluğu yok etmeye, doldurmaya, susturmaya yönelikti.
Örneğin bazı yemekleri beğenmeyerek didikleyip sonra bir kenara iterdim, öylesine, sadece canım istemediği için -bunları elimde olmadan hatırladım- ve şimdi bu bana anlaşılmaz ve bir daha onarılmaz bir kayıp gibi geliyor.
Bir süre sonra onu daha fazla beklemenin anlamı olmadığını anladım ve dostluğun da sınırlı bir şey olduğunu, yaşamın yasasının bir zaman gelip buna bir son verdiğini algıladım.