İnsanlığa Geçiş Tarih Sosyalizm

Kadın

Nurullah Ankut

Kadın Gönderileri

Kadın kitaplarını, Kadın sözleri ve alıntılarını, Kadın yazarlarını, Kadın yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Feminizm Burjuva İdeolojisidir!
Mesela daha önce de konu ettiğimiz gibi Feminizm, meseleye sınıfsal bakmaz. Sınıfların olup olmaması onun için hiçbir önem taşımaz. Siyasi, ekonomik, sosyal sistem farklılıkları da onun için önemsizdir. Tabii böyle olunca da kadın sorunu dahil hiçbir toplumcul sorunu doğru görüp doğru kavrayamaz, gerçek bir çözüm ortaya koyamaz. İşte o yüzden diyoruz ki, Feminizm burjuva ideolojisidir. E, çünkü ne diyor? ilk başta tek cümleyle özetledik: Erkeklerden hayır gelmez. Ne yapmak lazım? Erkeklere karşı mücadele etmek lazım! Şimdi bununla bir yere varabilir miyiz, arkadaşlar? Hayır varamayız. Burjuvazi hayran olur böyle mücadeleye, sapka çıkarır Parababaları. Çünkü hiçbir sonuç vermez. Dünyanın neresinde bir sonuç vermiş? Hayır vermemiş! Insan, hayvanlığından kurtulmadığı sürece kadının ezilmesi ortadan kalkmaz. Bu bakımdan biz diyoruz ki: Feminizm burjuva ideolojisidir. Kadının kurtuluşu, İşçi Sınıfının kurtuluşundan bağımsız değildir!
Dedik ki sürünün gelişmesiyle, çoğalmasıyla toplumda artı bir zenginliğin oluşması ve çapul savaşlarıyla güçlü, yetenekli, savaşkan erkeğin toplumda güç sağlaması, onu yüceltti. Artık kutsallaştırmalar erkek üzerinde yoğunlasmaya başladı. O güne kadar toplumu yönlendiren, her şeyi yaratmış görünen, yaratan, yön veren kadın, artık o maddi
Reklam
Ahlaksız insan, bilincinin emirlerini ikinci plana atan, bilinçaltında hapsedilmiş içgüdünün emirlerini uygulayan insandır. Korkak insan, toplum için kendini feda etmekten çekinen insandır. Çünkü içgüdü öyle bir şey istemez, içgüdü bizim öncelikle organizmamızın hayatta kalmasını ister, o yüzden sonu ölümle sonuçlanabilecek bir kavgaya girmekten bizi uzaklaştırmak ister. Tehlikeye atılmaktan uzaklaştırmak ister bizi. Ve onu emreder bize. Ama bilincimiz tam tersini, toplumun bize yüklediği, bilincimize yüklediği değerler sisteminin emirlerini uygulamamızı ister. Yani bütün bu insancıl değerlerin zıddıyla birlikte bulunmasının sebebi budur. Örnek vermek gerekirse cömert-cimri, cesur-korkak, namuslu-dönek, ahlaklı-ahlaksız vb... Hep biri bilincin, biri içgüdünün belirlediği davranış biçimidir. Bu çelişki, o zemberek o zaman kurulmuştur.
+1
Bir kadın sorunu var. İyi de neden var? Bu soruyu sormamız gerekir, değil mi? Neden var? Buna en başta akla gelebilecek yanıt: Bu sorun, Erkekler kadınları ezdiği için var. O zaman aklımıza hangi soru gelir? Ne sormalıyız? İyi de, niye eziyor erkekler? Buna ne cevap verilebilir? Kaba gücü daha fazla olduğu için. Mesela akla geliveren bir sürü cevaptan biri olabilir bu. Öyle mi acaba? Hayır, değil! Biraz sonra göreceğiz, bırakalım insanı, hayvanlar âleminde bile, belgeselini izleyeceğiz, erkek dişinin iki misli beden ağırlığına ve çok daha fazla güce sahip olmasına rağmen, kadının emrinde. Dişinin emrinde, kadın demeyelim, dişinin emrinde. Belgeselde izleyeceğiz. E, o zaman, niye eziyor? Başka bir soru, değil mi? Niye kadın erkeği ezmiyor da, erkek kadını eziyor? Ya da bu hep böyle var mıydı? Kadının ezilmesi, "ikinci kalite" cinsiyet yaklaşımıyla ezilmesi, insanlığın geçmişinde ve tüm ortaya çıktığı günlerde de var mıydı? Bu soruyu da sormamız gerekmez mi, arkadaşlar? Varsa niye vardı? Yoksa, o zaman yoktu da sonra niye oldu? Niye böyle bir sorun çıktı ortaya? İşte, bu soruları sormazsak, meseleyi hiç kavrayamayız. Biraz önce adını söylediğim kadın yazarımızın dediği gibi; “Erkeklerden hayır gelmez.". dersek o noktada kalınız. Sorun da çözülmez.
Yine bir örnek. Ben üst katları severim. Hep üst katlarda otururum. Çünkü nasıl olsa yarın alt kata gireceğiz. Ne güneş var, ne hava... O yüzden, hiç değilse şimdi güneş görelim, bakınca gökyüzünü görelim diye, hep üst katlardaydım. Bir de, hani bizim için, her an parmaklıklı pencereye girivermek de var kapida. O yüzden, hiç değilse özgür olduğumuz sürece, güneşe ve gökyüzüne yakın olalım, derim.
İnsan bile (biraz sonra inceleyeceğiz) kadın-erkek birlikte olursa; dilimizdeki tüm kavramlar zıddıyla birlikte olursa bir anlam ifade eder. Ziddından kopardığınız anda anlamsızlaşır. Hayat olmayınca ölümün, ölüm olmayınca hayatın anlamı kalmaz mesela. Hastalık-sağlık, iyi-kötü, güzel-çirkin, gece-gündüz, yaz-kış, ilkbahar-sonbahar, boş-dolu kısacası her şey zıddıyla bir anlam taşır. Daha doğrusu zıddıyla birlikte var olan şeyler gerçekte vardırlar. Her var olan şey mutlaka zıddıyla bir arada bulunur. Ve zaten hareketi ve dönüşümü, gelişimi sağlayan da bu zıtların mücadelesidir.
Reklam
12 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.