Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kadın, İslam ve Sinema

Gönül Dönmez Colin

Kadın, İslam ve Sinema Sözleri ve Alıntıları

Kadın, İslam ve Sinema sözleri ve alıntılarını, Kadın, İslam ve Sinema kitap alıntılarını, Kadın, İslam ve Sinema en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sorun çıktığında baba, suçu anneye atar çünkü geleneksel İslam kültüründe çocuk yetiştirmek annenin görevidir.
Sayfa 110 - Agora kitaplığıKitabı okudu
Bazı restoranların hâlâ “aile lokantası” tabelası astığı Türkiye’de aile kadını ile cinselliği özgürce yaşadığı için genellikle fahişe gözüyle bakılan kadın arasında kesin bir ayrım vardır. Fahişe en başından beri Türk sinemasını cezbeden konularda biri olmuştur. Babürr kültüründe zengin ve nüfuzlu kişiler kişilerle beraber olan tawaif, esasen fahişeyle aynı özellikleri taşıyıp aynı kaderi paylaşır ve Müslüman Hint sinemasının birkaç klasik filminde ince bir örtmeceyle işlenmiştir. Endonezya filmlerinde, eş ve kız evlat rollerinin yanında ca bau kan, yani fahişe, kadınlara en çok yakıştırılan rollerden biridir.
Sayfa 2 - Agora KitaplığıKitabı okudu
Reklam
Namus ya da madalyonun öbür yüzü ayıp; bildiğimiz gibi suça kıyasla başkalarının önünde hissedilir) gibi erkeklik de fiili ya da muhtemel vahşet gerçeğiyle diğer erkekler tarafından onaylanmalı ve “sapınadek erkekler” grubu üyeliğini garantilimelidir... Bazı toplu tecavüz olayları (burjuva delikanlıların anılarının çok normal bir parçası sayılan geneleve toplu ziyaretleri daha da rezil bir şekli), sınava çekilmişlerin diğerlerinin önünde erkekliklerini bütün gerçeğiyle ispatlamaları için tasarlanmıştır. Bir başka değişle, sevginin erkekçe davranışları barındırmayan yumuşak ve ince yanından soyunmuş olarak erkekliği kanıtlayan tüm ayrıcalığı ve erkek grubunun yargısına bağlılıklarını dramatik bir biçimde sergilerler...Cesaret denen şeyin adam öldürmeye, işkence etmeye, ırza geçmeye, hükümetmeye, sömürmeye ve ezme iten duygunun güçlü “erkek” evreninin dışında bırakılmak gibi “erkekçe” bir korku olduğunu düşünmek yeter. Erkeklik, görüldüğü gibi ilişkili bir kavramdır ve erkeklerin önümde diğer erkekler için ve kadınlığa karşı bir tür kadın korkusu ile yaratılmıştır ki bu korku derininde kendi kendinden korkma yatar.
Sayfa 41 - Ahıra kitaplığıKitabı okudu
Muhsin Ertuğrul, ünlü kadın yazar Halide Edip Adıvar'ın vatansever bir kadının Kurtuluş Savaşı esnasında verdiği mücadeleyi konu alan otobiyografik romanı Ateşten Gömlek'i sinemaya uyarlamak istediğini söylediğinde, Adıvar, kadın karakterlerin Türk kadınları tarafından canlandırılmasının üzerinde durmuştu. Bunun için başrol oyuncusu Bediha Muvahhid'in kocasından izin alınması gerekmiş ve sonuçta Ateşten Gömlek Müslüman kadınların rol aldığı ilk Türk filmi olmuştu.
Genellikle kadınlar, 'görülecek' karakterler olarak sunuluyorlar. 'Gören' kadınlar hakkında çok az film yapılıyor.
Sayfa 123Kitabı okudu
Metin Erksan'ın Şoför Nebahat (1959-1960) filmi öylesine ilgi gördü ki, çok geçmeden devamı da çekildi. Bu kadınların beyazperdede erkekçe dövüşmesi, ama evde kadın gibi davranarak erkeğiyle sevişmesi, mutfakta iyi bir eş olması ve çocuk yapması bekleniyordu. Kadınları erkeklerle eşit görmeyen bir toplumsal yapıda bu tip filmler, şizofren karakterler ve/veya yanlış imgeler yaratarak kadınların içinde bulunduğu durumu daha da kötüleştirmiştir. Aynı zamanda bu filmler, kadınların yalnızca erkek gibi davrandıkları sürece kahraman olabileceği şeklindeki yerleşmiş tavrı da olumlamıştır.
Reklam
Devrim sonrası Iran sineması Batı'da çocuk kahramanların rol aldığı köy filmleriyle ünlü olmuştur. Çok büyük ölçüde alegorik olan bu hikayelerin çoğunda, çocuk kahraman (genellikle erkektir) insani değerlere ulaşmak için birçok engeli aşmak durumunda kalır. Kadınlar uzun planlarda, çoğu zaman pasif veya ikincil roldedirler
Sayfa 100Kitabı okudu
Penahi, filmin sergilediği açmazları İran toplumu ya da ataerkil rejim ve gelenekler altında yaşayan kadınlarının durumlarıyla sınırlamak istemez. "Herkes bir dairede yaşıyor," diye ısrar eder, "bunun sebepleri ekonomik, siyasal, kültürel ya da ailevi olabilir. Ben filmlerimde bütün suçu kadın, erkek, polis ya da asker, tek bir kişiye yüklemekten kaçınıyorum. Herkes, içinde yaratılıştan iyilik taşıyan birer insandır. Sorunları doğuran, toplumsal farklılıklardır."
Sayfa 104Kitabı okudu
Ahmet Fehim'in seks vodvili Mürebbiye (1919) filminde zengin ev ahalisini baştan çıkaran 'ahlaksız' Fransız dilberi Angelique izlemiştir. Bu arada, bu filmin bir kadını iç çamaşırıyla gösteren ve sansürlenen ilk Türk filmi olduğunu belirtmeliyiz.
According to the memoirs of a cinema owner, Kemal Atatürk was not happy when he noticed that the Ankara theatre where he went to see a film was filled with men while the large crowd of women who cheered him outside was barred from entering. He ordered his aide to let in all women. The film could not start because of the long applause from the women, and that is how the first non-segregated film was watched, in the presence of the leader himself.
17 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.