Yazar iyi anlaşılmak adına pek çok yerde kendini tekrara düşürmüş. Anlaşılır bir dile sahip olmasına rağmen bazen bu tekrarlar okuru sıkar nitelikte.
Cahiliye devri alışkanlıkları ile karşı karşıya kalan Müslüman kadının haklarını ifade etmede başarılı olsa da bu cahiliye alışkanlıklarının bütün yükünü Rivayet İslam'ı adı verdiği geleneksel İslam inancına atmasını doğru bulmuyorum. Kullandığı dilde yapıcı değil suçlayıcı bir üslup hakim.
Tesettür konusunda okuduğum en güzel değerlendirmeleri yapan yazar, birçok başörtüsü savunucusundan daha güzel tesettür tasviri yapmakla birlikte başörtüsünün İslam'a ait bir motif olmadığını Arap kültürünün bir parçası olduğunu ifade ediyor. Ben bu görüşün çağa ayak uydurma kaygısı güderek yapılmış zorlama bir tevil olduğunu düşünüyorum, tıpkı yazarın miras konusunda olan tutumu gibi. İslam eşittir benim Kuran'dan anladıklarım algısına sahip yazarın, Hz Muhammed'i ve onun uygulamalarını hafife alması beni rahatsız etti. Böyle olsaydı Kur'an levhalara yazılmış bir şekilde elçisiz de inebilirdi.
Farklı görüşleri okumak adına okunabilir bir kitap, tesettür kısmının okunmasını tavsiye edeceğim bir kitap, fakat okurun yazara itimatta temkinli olmasını dilediğim bir kitap.
Özellikle Çarşafı Şerif Risalesi isimli kitapla birlikte okunup bazı Müslüman kisvesi altında barınmış fakat hâlâ cahiliye ahlakına sahip olan erkeklerin, kadınlara dayatmaları görüldüğünde daha anlaşılabilir bir kitap olacağını düşünüyorum.