En Eski Kadınların Tarihi 5.Cilt kitaplarını, en eski Kadınların Tarihi 5.Cilt sözleri ve alıntılarını, en eski Kadınların Tarihi 5.Cilt yazarlarını, en eski Kadınların Tarihi 5.Cilt yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu yüzyılda yaşayan kadınlar gözlemlendiğinde, trajedileri ve bü yüklükleri insanı etkiler. Savaşın, devrimin ve diktatörlüğün sillesi ni yiyen kadınlar cinsiyetler arası ilişkiler bakımından büyük bir altüst oluşa da tanık oldular.
Kadınlar erkeklerin ve ailenin hizmetinde özel bir rolü yerine getiren kişiler olarak görüldüler. Modernlik takılarıyla süslenen, bilim tarafından onaylanan, filmlerde, gazetelerde, dergilerde ve reklamlarda tanıtılan ev kadını ve anne modeli zaferle demokratikleştirildi. Hükümetler -ve sadece diktatör hükümetler değil- nüfus artışını resmi bir sorun haline getirdiler. Çocuk büyütme tıbbi bir uzmanlık haline geldi. Psikologlar anne-çocuk ilişkileri hakkında normatif duyurular çıkardılar. Bütün bu faktörler kadınların evde kalması için yeni baskılar yarattı. Cinsellik artık meşru bir haz kaynağı sayılmakta ve kadınların cinselliği kabul edilmekteydi; fakat uygun ifade yerinin evlilik olduğu savunulmakta ve kadınlar, inanılmaz ince film yıldızlarının, modellerin ve güzellik kraliçelerinin simgelediği yeni güzellik ideallerine ulaşamamaktan endişe etmekteydiler.
Sayfa 14 - Freud cinsiyet ve cinsel kimlik işini bozmasına rağmen, felsefe ve sosyal bilim genel olarak toplumun cinsiyet ayrımcılığını yansıtmaya devam etti.Kitabı okuyor
Reklamlar ürünlerle birlikte imaj da
satmaktaydı. Yeni kadın eskisinden daha gösterişli gibi görünebilir; fakat reklamlar bizzat kadınlar cinsel nesnelere, istenir metalara dönüştürdüğü için, temelde çok şey değişmemişti. Yaygın, mütecaviz pornografik görüntüler dergilerde ve video kasetlerde yaygınlaştı. Bununla birlikte, artan sayıda kadın açıkça konuşmaya ve kendi görsel kimliklerinin kontrolünü ele geçirmeye başladı. Temsilin siyasal önemini vurgulayan bu kadınlar, eski klişeleri kırmaya ve kadınların kendilerini gerçekleştirebilecekleri çeşitli yolları göstermeye çalıştılar. Tarihte hiçbir zaman kadın imgesi son yıllarda olduğu kadar hızlı değişmedi.
Okurlar kendilerine kadınların başarılarıyla ilgili değil, "toplusal cinsiyet sistemi"nin evrimiyle ilgili soru sormalıdırlar; toplumsal cinsiyet sistemiyle, erili ve dişili kültürel olarak tanımlayan ve böylece cinsel kimliği şekillendiren düşünceler ve temsiller sistemiyle birlikte toplumsal cinsiyetli sosyal roller kümesini kastediyorum. Kadınların durumundaki değişiklikler, erkeklerin durumundaki değişikliklerle ilişki içinde görülmelidir. Örneğin terazinin bir ucunda bazı sektörlerin kadınsallaşması erkekler ile kadınlar arasındaki eşitsizliği kalıcılaştırırken, diğer ucunda modern doğum kontrol yöntemleri sadece kadınların istenmeyen gebeliklerden korunmalarına değil, üreme döngüsünü kontrol etmelerine de olanak verir. Bu nedenle yeni gebelik önleyicilerin gelişmesi hukuktaki eş zamanlı değişimlerle, ev içi alanda kadınların erkeklere köleliğine son veren değişimlerle ilişki içinde görülmelidir.
En büyük değişim özel alanda oldu: Koca ile kadının eşit ortak oldukları ve erkeğin "evin reisi" olmadığı düşüncesi, ilk önce Amerikan ve İngiliz hukukunu ve daha sonra kıtanın hukuk sistemlerini etkileyen bir düşüncedir.
Sovyet kadınları aileyle ilgili yeni yasaların, tartışılmadan yürürlüğe konulan ve merkezi otoritelerin kaprislerine göre değiştirilen yasaların ilk kurbanlarıydı.
Birleşik Devletler dışında tüm savaşm Hükümetler, İngilizlerin Ayrılık Ödeneği dediği, göreneksel ve meşru karılara ödenen ve miktarı çocuk sayısına göre değişen bir ödenek saptadılar. Savaşın ilk günlerinden son günlerine kadar ödenen İngiliz ödeneği oldukça cömertçeydi; gerçekten de bekar bir kadının ortalama ücretinden biraz yüksekti. Ne var ki, Almanya ve Fransa bu ödemeleri bir sosyal yardım biçimi olarak görmekte inat etti ve dolayısıyla miktarı düşük tuttu.
Savaş kadınlara eşi görülmemiş bir özgürlük ve sorumluluk sundu. Daha önce ulaşılmaz olan uğraş alanlarında ülkelerine hizmet eden birçok kadın, yeni aletlerle ve teknolojilerle çalışmayı keyifli buldu. Savaş kadim duvarları yıktı ve birçok itibarlı mesleğin kapısını kadınlara açtı. 1914'te bütün Fransa'da sadece birkaç yüz kadın doktor ve birkaç düzine kadın avukat vardı. Fakat Maria Verone ile Jeanne Chauvin'e askeri mahkemelerde savunma avukatlığı yapma izni verildi ve ilk kadın öğrencilerini 1918'de kabul eden itibarlı Ecole Centrale de dahil, işletme ve mühendislik okullarına genç kadınlar kabul edildi. Kadın öğretmenler erkek okullarında öğretmen olarak açık kollarla karşılandılar ve cömertçe övüldüler. Öğretmenlik giderek ka
dın mesleği haline geldi ve bu durum kovulacaklarından korkan erkek öğretmenleri endişelendirdi.