Kitabın ilk inceleme yazısını yazma şerefine nail olduğuma göre kitap hakkındaki görüşlerimi sıralamaya başlayabilirim.
Öncelikle bu kadar az okur tarafından okunmasına hem üzüldüm hem de sevindim. Bir taraftan keşke kitabın hakkı verilse diye düşünürken bir taraftan da keşfedilmesini istemedim.
602 sayfalık bir kitap olmasına rağmen akıcı dili ve sürükleyici hikayesi sayesinde hızla okunur. Acaba nasıl bitecek diye sayfaları saymadan kendimi kaptırarak okudum. Yazarın dediği gibi anlamak yerine ‘hissederek’ okuyacağınız, ilk 300 sayfası Kalender ve diğer karakterlerin dramıyla başlayıp, diğer 300 sayfada bambaşka bir mistik boyuta geçiş yapan bir Koray Sarıdoğan eseri.Yazar, her karakteri detaylı karakter analizleriyle, yaşam öyküleriyle okuyucusu ile tanıştırır. Kalender, Nermin, Melis, Adnan, Celal ve diğerlerini çok net bir anlatım ile yakından tanırsınız. Ayrıca kitabın başından sonuna kadar karakterlerin değişimlerini, karakterlerin varoluşsal sorgulamalarını; zaman algısı, gerçeklik, rüyalar, bilgelik ve cehalet üzerinden harmanlayarak okuyucusuna aktarır.
Kalender’in intihar etmek üzereyken başlayan Koray Sarıdoğan kitabında, gerçekliği kadranda bulan Kalender ile kadraja sığdıran Melis’in aşkı, fantastik ve mistik bir hikayeyi, aile, ölüm, iyi ve kötü savaşı, bilgi, merak, zaman algısı gibi her şeyden bir parça bulabilirsiniz. Okumanızı tavsiye ederim.
“Her şeyin buradan sonra başladığına seni kim ikna edebilir?”