"Büyük satranç tahtası üzerinde bir piyonun piyonu bile olmayan ben, şimdi, bütün kurallara karşı ve oyunu bozmak pahasına, aynı zamanda vezirin yerini işgal etmek isterdim."
Kalbine daha fazla yaklaştıkça niçin, içinden kimi zaman keskin bir parıltının, acı fazlalığının, sevinç fazlalığının fışkırdığı avutulmamış bir merkeze yaklaşır gibi hisseder insan?
"Elimin altında hâlâ son derece ender olarak kullanılmış olan silahlar var ve ben, onları kullanmak için çabalayıp duruyorum çünkü onları kullanma sevincini tanımıyorum çünkü çocukken, öğrenmedim."
Edebiyat, her bir kişinin kendi yerini seçeceği ve en üstte oturmak isteyenin servis merdivenini kullanmak zorunda kalmayacağı çok katlı bir bina değildir.