Uzun zamandır kitap okuyamıyorken, bu seri sayesinde hızlı bir geri dönüş yaptım. O kadar mutluyum ki... Yazarı kalemine zaten bayılıyorum ama hayal gücü, o maceracı, zekâ dolu evreniyle bizi sarıp sarmalamasına ayrıca bayılıyorum. Bu seriyi her kitabıyla bi' ayrı seviyorum ve Türkiye'deki son kitabına geçiyor olmak beni bir miktar üzüyor, umarım devamı çabucak gelir. Gelelim kitabımıza. Ilk kitap öyle üzücü bir yerde bitmişti ki... her şey tepetaklak olmuşken... Ama bu kitapla umutlar yeniden gün yüzüne çıkıyor ve her zamankinden daha da yakıcı olsa da, savaşmaya dair her bir kıvılcımı ateşliyor.
Jess ve arkadaşları, kütüphaneye hizmet ederken,kayıp arkadaşları Thomas ile Demir Kule'ye hapsedilen Morgan sebebiyle içlerinde kendi matemlerini yaşarken; yeniden, daha azimle ve daha büyük bir amaçla birleşiyorlar. Bir tehlikeden bir tehlikeye atlarken yaşamak konusunda resmen sınırları zorluyorlar. Kitaplar için, bilginin önemi için ve insanlık için, gücü elinde tutarak yozlaşan Büyük Kütüphane'ye karşı ciddi kararlar alıp uygulamak zorunda kalıyorlar. Arkadaşlık, sevgi ve beraberinde gelen doğru şey için savaşma arzusu onları güçlü kılıyor ve her şey tam bir kaosa sürüklenirken yapabilecekleri şeyi yapmaktan geri durmuyorlar. Dediğim gibi; heyecanla, hevesle ve merakla okutturuyor. Tavsiye ederim.
