Burada iyi günler geçirmişti. İnsanın son gününde, kötü günleri hatırlamak çok zor hale gelir çünkü öyle ya da böyle, o da burada tıpkı benim yaptığım gibi bir yaşam kurmuştu. Kent kâğıttandı ama hatıralar değildi. Burada yaptıklarımın hepsi, bütün o sevgi, merhamet, şefkat, şiddet ve kin, içimde birikmeye devam ediyordu. Bu badanalanmış beton duvarlar. Benim beyaz duvarlarm. Margo'nun beyaz duvarları. Onlar arasında öyle uzun zamandır tutsaktık ki, Yunus gibi midelerinde sıkışıp kalmıştık.
Olaylar gençlerin başında geçiyor.Aynı kasabada büyüyen iki kahramanımız var. Margo hayata çok farklı bakan , sorunlu, ailesini yıldırmış bir kız. Qentin , ulaşılmaz Margo’ya ayak uydurmakta zorlansa da ardı sıra gidiyor.Liseyi bitirmek üzereler – bir ay var- ve Margo’nun ortadan kaybolmasıyla macera başlıyor.Ardında bıraktığı ipuçlarıyla Qentin ve arkadaşlarıyla Margo’yu aramaya başlıyorlar. Olaylar ilginç, diyaloglar komik. Gençlerin hayata bakışı , orta yaşlılara göre uçuk kaçık olaylar ama kitabı elinizden bırakamıyorsunuz. Sonuna kadar merak ve heyecan içinde okumaya devam ediyorsunuz.
Dikkat spoiler içerir!
'Kağıttan Kentler' John Green'in yazmış olduğu gençlik kurgu kitabı. Yazarın kitaplarının tarzı biraz ilk aşk, hayattan ders çıkarma gibi. Bu kitabının filmide çekilmiş.
Kitabın içeriğine gelirsek; Quentin lise son sınıfta, kendi halinde bir çocukken bir gece komşusu/çocukluk arkadaşı olan Margo gelip ondan