(...) farklı inançları olan anlayışlı insanların rahatlayabileceği, müzik dinleyebilecekleri, sanatla ilgilenebilecekleri ve sohbet edebilecekleri sakin bir mekan (...)
(...) morrison'ın inanılmaz bir kütüphanesi vardı ve ne zaman kitaplardan konuşsak, kerouac, ginsberg ve ferlinghetti gibi yazarlardan bahsederdi (...)
“Beat Kuşağı” kavramı ilk kez Jack Kerouac tarafından, yazar arkadaşı John Clellon Holmes ile bir konuşmasında kullanılmıştır, bu kelimeleri kullanmaktaki amacı New York City’de gelişmekte olan edebi çevresini kaybetmeyi göze almış ya da kaybetmiş yazarları ve şairleri anlatmaktı.
Otantik beatnikler yok oldu ve ‘Summer of Love’ ufukta belirirken hippiler Dupont Meydam’nda toplanmaya, LSD dağıtmaya ve etrafta dolaşan otlakçılara barış ve huzur hayalleri sunmaya başladılar.
Coffee ‘n’ Confusion’m beatnik dünyasına karışmasıyla birlikte marihuana dumanlarıyla kaplı, ilham dolu şiir ve yazılar ve özgür düşünceler beatnik komünitesinde tam olarak oturmuştur.
50'Lİ YILLARIN ORTALARINDA, BİRKAÇ YEREL İŞLETMECİNİN GERÇEKLEŞTİRDİĞİ GİRİŞİMLER, KENTİN BİRBİRİNDEN BAĞIMSIZ VE AYKIRI SİMALARININ BİRBİRİNE YAKIN NOKTALARDA TOPLANMALARINI SAĞLADI.
COFFE-HOUSE DEDİĞİMİZ VE GÜNÜMÜZDE TÜKETİMİN “TAKE-AWAY" KALELERİNE DÖNÜŞEN ANLIK UĞRAK MEKANLARI, ÇOK DA UZAK OLMAYAN BİR GEÇMİŞTE, ZAMANIN RASYONALIZE EDİLMESİNE KARŞI DURAN, İŞE GİTMEYİ REDDEDEREK AYLAKLIĞIN DEVRİMSEL BÜYÜSÜNE KAPILAN VE GERİ DÖNÜLECEK BİR EV DÜŞÜNCESİNİ TAMAMEN REDDEDEN İNSANLARIN KONTROLÜNDEYDİ. JIM MORRISON O DÖNEM YAPTIĞI VE ARKASINDA BIRAKTIĞI, BUGÜN THE DOORS İLE SEVİMLİLEŞTİRİLEN AMA ASLINDA DEHŞETENGİZ BOYUTLARA VARAN TÜM MİRASINI TAM DA BU YAPIYA BORÇLUDUR.