Nefs Terbiyesi ve Allah'a Yakın Olmanın Güzelliği

Kalbini Bul

Hakim Tirmizi

Kalbini Bul Posts

You can find Kalbini Bul books, Kalbini Bul quotes and quotes, Kalbini Bul authors, Kalbini Bul reviews and reviews on 1000Kitap.
Sen Allah’ı unutup işinde gücüne güvenmişken O nasıl seni yardımsız bırakmakla cezalandırmasın! Halbuki Allah sana “Allah’tan başka güç ve kuvvet yoktur” demeni emretmişti. Kim yönetme de, yaratma da, güç de tamamıyla Allah’ın olduğu halde işinde kendi iktidarına gü­venirse, terk edilmekle cezalandırılır. Bu terk edi­lişle birlikte ise insan kendi iktidarının, güç gös­terisinin bir hata olduğunu, Allah olmaksızın bir şeye güç yetiremeyeceğini anlar. Allah şöyle bu­yurmaktadır: “Allah size yardım ederse, sizi yene­cek yoktur. Eğer sizi yardımsız bırakırsa, ondan sonra size kim yardım edebilir? Müminler, ancak Allaha tevekkül etsinler” (Al-i İmran 3/160).
Hz. Peygamber (sav) de şöyle buyurmaktadır: “Kim Allah için sevip, Allah için buğz ederse; vermesi de vermemesi de Allah için olursa, Al­lah için samimice davranırsa imanı kemale er­miş demektir.” Bir başka seferinde ise şöyle bu­ yurmuştur: “De ki: Ey Allah’ım! Senden imanda doğruluk, güzel ahlakta iman, ardından kurtu­luşun geldiği bir başarıyı, mağfiretini, rahmet ve rızanı istiyorum.”
Reklam
Hz. İsa’dan şöyle bir söz aktarılmıştır: “Tam olarak iman etmiş bir adam bir dağı sarssa, dağ yerinden oynar.” O’nun bir diğer sözü de suyun üzerinde yürümek üzere denizde kendisine ka­tılmak isteyen havarilerine söylediği sözdür. O “Ey imanı eksik kimse getir elini” demiş ve son­ra onunla denizin dalgası üzerinde yürüyüp gitmiştir. Sonra da “Dalgadan korktun mu?” diye sormuş, karşısındaki “Evet” dediğinde “Dalga­nın Rabbinden korkmadın mı?” demiştir.
Müminde olan bir diğer özellik ise şirke benzeyen fakat şirk olma­yan bir şeydir. Burada söz konusu olan, belirli bazı sebepleri şirk koşmak, sebeplere bağlan­maktır. Kalbin Rabbini inkâr ettiği için değil unuttuğu için sebeplere güvenmesidir. Nitekim bu durum kendisine hatırlatıldığında ikrar eder. Unuttuğunda ise kalbi sebeplere bağlanır ve fitneye düşer. Sebepler, kale gibidir. Korkan birisi silah alarak güçlenir ve oraya girer. Böylece ka­leye ve silaha güvenir, Rabbini unutur. İnsanın iyileşmek için ilaca güvenmesi, ya da rızık konusunda Rabbini unutup ondan gafil olarak çalışıp çabalamaya güvenmesi ve sonunda fitneye düş­mesi de böyledir. Ona hatırlatılsa bu hatırlama ona etki etmez. Hâlbuki bütün mahlûkat ancak sebeptir. Kalp, kendisiyle onun bu sebebi Rabbinden görmesinin arasına girer. Bu da isyan ve fitne sebebidir. Marifeti kendisini aydınlattığın­da ise bu hatırlatma ona etki eder. Bu durum, seherle birlikte güneşin kalbini aydınlatması gi­bidir. O esnada hiçbir karanlık ve toz bulunma­maktadır. Her şey kendisi için ayan beyan görü­nür olmuştur. İşte bu durumda kalp sebeplerden kurtulur ve sebeplerin efendisine yönelir.
Mâlik b. Dinar’dan şöyle rivayet edilmiştir: “Bazı kitaplarda şöyle okudum: Diri olmak ve ilme’l-yakîne ulaşmak seni sevindiriyorsa her zaman dünyanın şehvetlerini alt etmeye çalış. Kim dünya şehvetlerini alt ederse şeytan onun gölgesinden ayrılır.”
Sayfa 101Kitabı okudu
Müminin sahibine daha fazla kulak verip itaatkar olması, sahibi­nin muvafakatini daha çok araması, nasihatine kulak verip de Rabbine inanan bir kul olmaya daha fazla tutunması gerekmez mi?
Reklam
40 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.