Kalelerin Yıkılışı - Ruhsal Savaş İçin Etkin Stratejiler

David Devenish

Kalelerin Yıkılışı - Ruhsal Savaş İçin Etkin Stratejiler Posts

You can find Kalelerin Yıkılışı - Ruhsal Savaş İçin Etkin Stratejiler books, Kalelerin Yıkılışı - Ruhsal Savaş İçin Etkin Stratejiler quotes and quotes, Kalelerin Yıkılışı - Ruhsal Savaş İçin Etkin Stratejiler authors, Kalelerin Yıkılışı - Ruhsal Savaş İçin Etkin Stratejiler reviews and reviews on 1000Kitap.
Dünyamızda İblis’in ve cinlerin gerçekliği Tanrı’nın egemenliği ve sorumluluğumuzla birlikte dengeyi sağlamada gerekli olan üçüncü faktörden dolayı bu kitabın yazıldığı bellidir: Dünyamızda İblis’in ve cinlerin gerçekliği önemlidir. İkinci bölümde bunu ele almış olduğum için burada tekrar etmeme gerek yoktur. Özetlemek gerekirse; İblis gerçek ve güçlüdür; bu çağın Tanrısı olarak betimlenir. Kutsal Kitap, bütün dünyanın kötü olanın denetiminde olduğunu söyler.
Bireysel sorumluluğumuz var Bedenimize ve bu dünyanın hükümranlıklarına karşı savaşıyoruz. Sorumluluktan feragat etmek için cinleri ya da İblis’i bahane olarak kullanmak kolay ama, her şey için onları suçlayamayız. Doğrudan Şeytan’a mal edilebilecek şeylerin olduğu besbelli, ama bu bölümde daha sonra göreceğimiz gibi pek çok durumda asıl sorunu yaratan bizzat kendi bedenimizdir. Örneğin, yanlış ya da şehvetli bir düşünce aklımıza gelirse, bunu bir cinin aklımıza soktuğu ya da Şeytan’ın bize saldırdığı şeklinde anlamlandıramayız. Bedenimizde çalışan günah, yaşamımızın henüz tam anlamıyla halledilmemiş kısmının sonucudur. Bu tür düşünceler düşüncemizin yenilenmesiyle ve farklı düşünmeyle ele alınmalıdır. Bu, İblis’e direnmenin en yaygın yollarından biridir: Cinleri kovmayla olmaz; aklımızı, düşüncelerimizi ve eylemlerimizi Tanrı’nın sözünün buyruğuna teslim edelim. Bedenimize ya da bu dünyanın hükümranlıklarına karşı savaşmamızın anlamı budur. Sabah kalkamıyorsanız İblis’i suçlamanın bir yararı olmaz. Şeytan’a uymayla ilgili hikayeleri bilirsiniz: “ Bu sabah Şeytan’a uydum ve kalkamadım.”. Bu bir süre devam ettikten sonra bu hizmeti seçersiniz. “ Rab, benden uyku cinini at.” Bu biraz aşırı bir ifade gibi gelebilir ama böylesine “süper ruhsallık” duyulmamış bir şey değil. Sorun böyle ele alınmaz. Tembelliği halletmeye çalışmak ya da yatağa erken gitmek sorunu çözebilir! Eylemlerimizden sorumluyuz; İblis’i suçlamamalıyız.
Reklam
Tanrımız egemendir. Tüm güç ve yetki O’na aittir. Eşit olan iyilikle kötülük güçlerinin üstünlük için mücadele ettiği ikili bir evrende yaşamıyoruz. Uzun süre çok savaşarak dengeyi kendi tarafımıza çevirip, Şeytan’ı yenebilmemiz ve Tanrı için zafer kazanabilmemizin mümkün olduğu bir durum değil bu. Tanrı egemendir. O’nun mutlak zaferi kuşkuya yer bırakmaz. İblis, egemen Tanrı’nın izni olmadan çalışamaz ya da parametreleri aşamaz. Tanrı tamamen bizim dışımızda olup yaptığı ve söylediği her şeyde yanılmazlığa sahiptir. Dolayısıyla yaratıklar olarak O’na ve sözüne boyun eğmek bizim sorumluluğumuzdur. Tamamen farklı şeyler yapmak istediğimiz zamanlar olsa ya da “insan mantığını" zorlayan durumlar bile olsa O’na boyun eğmek zorundayız. Bunun en iyi örneğini Aden bahçesindeki Adem ile Havva’da görürüz. “İyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız” yalanıyla sınandılar. Tanrı’ya boyun eğmiş olsalardı, sonuç çok daha farklı olurdu. Aslında insan olarak özerk olmada ve kendi kaderimizi tayin etmede sınanmamız, Şeytan’la olan savaşın özüdür. Bir önceki bölümde gördüğümüz gibi, Şeytan’ın düşme nedeni budur; Tanrı’yla eşit olmak istedi. Adem ile Havva’nın direnemediği sınama da buydu. Ulusların düşmesine ve dağılmasına neden olan da buydu: “göklere erişecek” bir kule inşa etmek istediler. Bugün laik hümanizmin arkasındaki kötü güç de budur: temelinde insanın egemen olduğu ve kendi kaderini tayin edebileceği yalanı yatar. Gerçek şudur: egemen olan Tanrı’dır.
Bütün bu durumların kökü İblis dediğimiz karanlığın ruhsal gücü gerçeğinde yatar. Kutsal Yazılar’da onun amacının yıkım ve niyetinin de tüm dünyayı yoldan saptırmak olduğunu okuruz. Onu ya da bunu yutmak için etrafta dolaşıp duruyor. Bunun farkında olmalı ve onu küçümsememeliyiz. Ancak onu gereğinden fazla büyütmemek de önemlidir. Tanrı’nın zıttı
İnsanlarda cinlerin gücüyle karşılaşan İsa, bunu Tanrı’nın Egemenliğinin gelmiş olduğunun kanıtı olarak gördü. İsa şöyle dedi: “Ama ben cinleri Tanrı’nın eliyle kovuyorsam, Tanrı’nın Egemenliği üzerinize gelmiş demektir.” Ruhsal savaş meselesini ele aldığımızda Tanrı’nın Egemenliği hakkındaki temel öğretiyi anlamamız çok önemlidir. Kutsal
25 öğeden 21 ile 25 arasındakiler gösteriliyor.