Seküler Emperyalist Epistemoloji

Kalemin Dansı, Göstergenin Oyunu

Abdülvahab M. El Messiri

Kalemin Dansı, Göstergenin Oyunu Quotes

You can find Kalemin Dansı, Göstergenin Oyunu quotes, Kalemin Dansı, Göstergenin Oyunu book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
"Tartışamayacak kadar yorgun olduğum için oradan kalkıp bir koltuğa oturdum ve onu kendi cehaletiyle baş başa bıraktım."
Çok okunsanda ...
"Ne kadar çok şey öğrenirsek, paradoksal olarak o kadar az şey bildiğimizin farkına varıyoruz."
Sayfa 138
Reklam
İnsanlık, evrende yalnız değildir ; diğer canlıların da bu evrende bir hakkı vardır. Yeryüzü, hiçbir sınırlama olmaksızın insanoğluna fethetmesi ve sınırsız kullanımı için verilmemiştir. İnsanlar, kendilerinden yüce olan Allah(c.c) tarafından halifeler olarak atanmıştır. Bu yüzden yeryüzünü kullanabilirler ama sınırlara uymalıdırlar ; dünyayı korumak için ellerinden gelenin en iyisini yapmak zorundadırlar..
Ne kadar çok şey öğrenirsek, paradoksal olarak o kadar az şey bildiğimizin farkına varıyoruz.
Eğitimli "elit" kesim.
Onlara göre Fransız Devrimi (insanların soyut akla sorgusuz sualsiz tapmaya başladığı, böylelikle devrimcilerin realiteyi bu "akla" uygun hale getirecek tarzda şekillendirmek üzere teröre başvurduğu ilk seküler devrim olduğunu, Devrim'in tüm etnik ve dini kesimleri ortadan kaldıran merkezi bir hükümet kurduğunu, Mısır ile Filistin'i işgal ettiğini hiç bilmiyormuş gibi) özgürlük, kardeşlik, eşitlik devrimidir ve İnsan Hakları Beyannamesi ile ilişkilidir. İlerlemenin, (bazen elde edilen tüm maddi faydaları aşan yüksek bir bedel ödendiğinin bilincinde değilmiş gibi) insanlık tarihindeki en temel gerçek olduğuna inanırlar.
Reklam
Zihin, gerçekliğin bazı özelliklerini bir araya getirip bir kısmını reddederken diğerlerini tutar ve bunları gerçeğe karşılık gelecek şekilde öncelik sırasına göre yeniden düzenler. Doğası gereği paradigma, temel unsur olarak gördüklerini öne çıkartır ve diğer tüm unsurları önemsizleştirir. Örneğin materyalist ekonomik paradigma, ekonomik olmayan ve maddi değer taşımayan faktörleri dışlarken, hümanist paradigma diğer tüm unsurları ve faktörleri kucaklayacaktır.
"Tartışamayacak kadar yorgun olduğum için oradan kalkıp bir koltuğa oturdum ve onu kendi cehaletiyle baş başa bıraktım."
Sayfa 86
"Ne kadar çok şey öğrenirsek, paradoksal olarak o kadar az şey bildiğimizin farkına varıyoruz."
..bugün dünyanın tüm uluslarını birer üretici ve tüketiciden yani kullanılabilir bir maddeden ibaret olduklarına inandırmaya çalışıyor ki böylece demirden kafese memnun ve hoşnut şekilde sokulabilsinler. Yeni dün ya düzeninin en güçlü enstrümanı bilgi devrimi, burs lar ve sözde bilimsel konferanslar aracılığıyla batılılaşmış Üçüncü Dünya zihinleridir.
Reklam
Batılı epistemolojik proje yanlızca Tanrı'nın varlığını değil aynı zamanda insanın varoluşunu da inkar eder. Gururla ilan edilen Tanrı'nın ölümü aslında insanlığın ölümünün ilanıdır.
Bütün içkinleşme/modernleşme/sekülerleşme sürecini Tanrı'nın ölümü söylemi üzerinden okuyabiliriz. Tanrı ilk önce bir insanda değil, bir bütün olarak insanlıkta -geçici değil kalıcı olarak- tecessüm etti. Bu hümanizmin ve solipsist öznenin yükselmesine yol açtı. Hümanizm, Tanrı bir millette tecessüm ettiğinde ırkçılık, bir liderde tecessüm ettiğinde faşizm olur. Fakat tecessüm insanile sınırlı değildir zira Tanrı doğada da tecessüm eder. Bu durum, daha önce bahsettiğimiz, keskin düalizme ve Alman idealist felsefesinin insanlık ve doğa, özne ve nesne paralelliğini savunmaya yönelik hummalı girişimini doğurur.
Tartışamayacak kadar yorgun olduğum için oradan kalkıp bir koltuğa oturdum ve onu kendi cehaletiyle baş başa bıraktım.
Ne kadar çok şey öğrenirsek, paradoksal olarak o kadar az şey bildiğimizin farkına varıyoruz.
145 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.